SHÇEK ve ÖĞRETMEN OLMAK

Bugün 24 Kasım 2023. Öğretmenler günü. Benim vatana faydalı, iyi bir evlat olarak yetişmemde ve kariyerimde büyük emekleri olan yurt ve yuva öğretmenim; Ankara, Keçiören, Atatürk Çocuk Yuvası öğretmeni (örtmenimi) Neslihan Öğretmenimi anlatacağım sizlere.
İlkokul son sınıf ya da orta birinci sınıf öğrencisiyim. Yıl 1994-1995. E Blokta kalıyorum. Akşam saati yoklama almaya A Blokta çalışan nöbetçi bir öğretmen geldi. Tanımıyorum. Sanırım kısa bir süre önce o da bizim yuvamıza İstanbul ilindeki bir Erkek Yetiştirme Yurdundan tayin gelmiş. Bizim kaldığımız blok iki katlı; alt katı koğuş dediğimiz odalar ve banyo, üst katı ise sosyal faaliyet, etüt odası, idari odaların olduğu küçük ve eski, lakin çok güzel, tarihi bir bina. Geçen yaz ziyarete gittim ve o bina farklı bir amaçla da olsa çocuklara hizmet vermeye devam ediyor.
Benim çocukluğumda E blok Sorumluları; Ali Müdür Baba, Mehtap ve Yüksel Öğretmen, Sosyal Hizmet Uzmanı Yücel Abi, Sosyal Hizmet Uzmanı Servet Abi. Gece vardiyasında; Hacer ve Şerife Anne. Gündüz vardiyasında ise Günnur ve Esengül Anne ve bir de Yardımcı Hizmetler Personeli Ayhan Abi… Her birinin ayrı ayrı üzerimizde hakları var. Onlara dair de aklımda kalan bir iki anıyı kaleme dökmek istiyorum. Gündüz vardiyasında çalışan Günnur Anne o dönem gebe idi. O yaşlarda en uzun zaman geçirdiğim gebe insan olarak farklı gelirdi. Merhameti öyle yüce, sevgi dolu bir kadındı. Bize kıyamazdı. Ne yaramazlık yaparsak yapalım, inciniriz diye sesini yükselttiğini hatırlamam. Dilerim kendi evladı da öyle insanlara denk gelsin… Diğer vardiyada Esengül Anne daha otoriter, yüksek sesli bir kadındı. Muhtemelen biz çocuklarla ilgisi olmayan, aşamadığı sorunları vardı. Üzerinde “HAYDAR” yazan bir değnek hatırlıyorum. Kapılara vurulup korku salınan…
Ayhan Abi temizlik görevlisiydi. Zeki bir adamdı. Özellikle hafta sonu mavi bir halıfleks kaplı televizyon salonunu, elektrik süpürgesi ile süpürmek yerine çekirge sürüsü gibi olan biz çocuklara ellerimizle halıdaki pislikleri toplatır sonra da ellerimizdeki pislik miktarını kontrol ederdi kim daha fazla toplamış diye. Yerden en çok pislik toplayıp, minicik avucunun içini en çok dolduranlara ödül olurdu. Belki bir pötibör bisküvi ya da bir meyve… Ayhan Abi yumuşak huylu bir çalışandı. Kırıp incitmezdi. Espriliydi. Kısa bir dönem de Aysel Annenin çalıştığını hatırlıyorum. Muhtemelen Günnur Anne doğum iznine ayrılınca onun yerine gündüz vardiyasına geldi. Ağır, oturaklı, hanım hanımcık bir kadındı. Bende ki izlenimi böyle kalmış.
Laf lafı açar derler; Neslihan Öğretmenimi anlatırken yad etmiş olayım diğer kurum çalışanlarını da…Söz uçar yazı kalır. Malum…
Nerede kalmıştım? Yoklama almaya E Bloğa gelmişti Neslihan Öğretmen.
Bizim blok halı kaplama olduğu için terzihanede kumaş galoş diktirdiler. Ayakkabı ile girilmesin, dışarıdan gelen galoş giyilsin denildi. O gün nöbetçi öğretmen galoşları fark etmemiş. Ayakkabısı ile girmiş. Akşam saati. Ben bacak kadar boyumla dikildim karşısına, nasıl kızıyorum;

‘Sen neden bizim bloğumuza galoşsuz girdin?’ diye.
İçten içe de korkuyorum aslında, şimdi bana kızacak, yarın da beni şikâyet eder müdür babaya diye.. ama haklıyım. Kuyruğum dik!
Neslihan Öğretmen o gün bana hiç kızmadı. Dakikalarca konuştu benimle. Adımı, yaşımı, kardeşlerimi, çok doğru söylediğimi, haklı olduğumu, bir önceki nöbetinde galoş olmadığını, bu kuralın yakın zamanda getirildiğini tane tane anlattı.
Sonra bizim Neslihan Öğretmen ile aramızda gözle görülmesi mümkün olmayan, çok derin ve güçlü bir bağ oluştu.
Neslihan Öğretmenin benim için her daim bir öğretmenden çok daha fazlası oldu. Mezuniyet törenlerimde yanımdaydı. O benimle gururlandı.
Beni istemeye gelecekleri zaman yanımdaydı. Nişanımda, nikahımda, doğumlarımda o hep yanımda oldu…
Bugün 24 Kasım 2023 Öğretmenler Günü. Ben Neslihan Öğretmenim nezdinde bana ve benim gibi koruma deneyimi olan binlerce gence ışık olmuş bütün ÖĞRETMENLERİMİZİN Öğretmenler Gününü kutluyorum.
Ben yazıma SHÇEK diye başladım. Benim zamanımda öyleydi. Bakanlığın defalarca adı değişti. Şimdiki adı ile ‘kurum çalışanı’ öğretmenlere selam olsun. Sizlerin de yetiştirdiği çocuklar, gençler sizleri 25-30-40 yıl sonra, en güzel anılarla yad etsinler.
Yazmak bana iyi geliyor. Mazide kalan yaşanmışlıkların bende bıraktığı izleri ifade etmek tıpkı bir yelkenli ile denizin derin maviliklerine açılıp orada denize bırakılmış kalıntıların, uzun bir zaman sonra dalgaların da etkisi ile kıyıya vurması misali.
Konuşmak için insan kayırıyorum. Karşımdaki dinleyenin ne dediğimi doğru anladığını bilmek bana güven veriyor. Aksi takdirde -ah, -vah, -tüh… gibi geri dönüşler “ama öyle değil o durum” izlenimi bırakıyor. Yazmaktaki maksadım; yüzlerde tebessüme hasıl olsun. Çünkü ben kendi ayaklarının üzerinde durabilen, en zor yaşam koşullarında dahi kendini en iyi şekilde yetiştirebilmiş bir bireyim.
Hayatın bana verdiği dersler içerisinde maddi ve manevi yoksunluğun en dibini görmüş ve üstelik bu durumu çocukluk çağında yaşamış olmanın kazanımı olarak; dirayetli ve yıkılmaz, düşsem dahi kalkmayı bilen, bu durumdan ders almayı bilen bir birey olmak kârım oldu.
Son olarak da;
Koruyucu aile sistemi nedir?
Türleri nelerdir?
Ülkemizde gelişmesi için neler yapılabilir? gibi bilgileri edinerek sonraki nesiller için ışık olalım.
Bilgi güçtür.
Sağlık, Sevgi ve Selametle

Bu yazı Aslı Ece AYGÜN tarafından Hayat Sende Derneği adına hazırlanmıştır.

Pozitif sosyal dönüşüm için bağışlarınızla destek olun. Bağış yapmak için tıklayınız.

Kurum Bakımında Yetişen Çocuklarda Bağlanma ve Kurumlarda Gönüllülük: Çocukların İhtiyaçları ve Sürekli Değişen İlişkiler

Bağlanma; çocuk ve çocuğa bakım veren kişi arasında oluşan, çocuğun kendisine bakım veren
kişiyle ilişki kurması, bakım veren kişiye ihtiyaç duyması, onu araması ve ona yönelik
yakınlık arayışı gibi davranışlarda bulunması ile kendini gösteren, sürekliliği olup yaşam
boyu devam eden duygusal, özel ve uzun süreli, samimi bir bağın oluşum sürecidir.
Bebeğin, doğduktan sonra çevresiyle kurmaya başladığı bu bağ, hayatının diğer dönemlerinde
kuracağı ilişkilerin temelini oluşturmada doğrudan etkili olmaktadır. Erken dönemde yaşanan
travma, ayrılık, sevdiklerini kaybetme veya yakın ilişki temelli diğer sorunlar ileriki dönemde
yaşanan kaygı bozukluğu, depresyon, öfke kontrol problemi, duygusal kopukluk, kendini ve
duygularını kontrol etme kapasitesi ile yakından ilişkilidir.
Kısaca bağlanma, insanların duygusal olarak birbirine bağlanma yeteneği ve ihtiyacıdır.
Türkiye’de koruma altındaki çocukların hayata hazırladığı kurum çeşitleri; çocuk evleri,
çocuk evleri sitesi ve ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesidir. Bu bakım modellerinden birinde
yetişen çocuklar, genellikle aile bağlarından yoksun olarak büyümekte ve bu durum onların
bağlanma ihtiyaçlarını büyük oranda etkilemektedir. Kurum bakımında yetişen çocuklar için
sağlıklı bağlanma ilişkileri, güvenli ve destekleyici bir bağlanma örüntüsünde büyümeleri ile
sağlanabilir. Yetişkinlerin, çocuklarla bağ kurması ve onlara güven duygusu aşılaması,
çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılaması için önemlidir. Çocuklar, bağlandıkları
yetişkinler aracılığıyla sevgi, anlayış, empati gibi temel duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Bu bağlantılar, çocukların duygusal sağlamlıklarını artırabilir, kendilerini daha iyi
tanımalarını sağlayabilir ve ilişkilerde daha sağlıklı davranışlar geliştirmelerine yardımcı
olabilir. Kurumlarda gönüllülük faaliyetleri çocukların yaşamlarında olumlu etkiler
oluşturabilirken bilinçli ve nitelikli planlanmayan gönüllülük çalışmaları çocukların bağlanma
süreçlerinde olumsuz etkiler oluşturur.
Gönüllülük, insanların başkalarına yardım etme amacıyla kendi istekleri doğrultusunda çıkar
beklemeksizin zamanlarını ve enerjilerini harcamalarıdır. Kurum temelli bakım modellerinde
yapılan gönüllülük, çocukların günlük yaşamlarını iyileştirmek ve ilham vermek için gönüllü
kişilerin katkılarını içerir. Gönüllülük faaliyetleri, çocukların günlük yaşamlarına farklı
deneyimler ve etkileşimler getirir. Ancak gönüllünün çocuğun düzenini bozmaya yönelik
davranışları, sadece vicdanını rahatlatmak için günübirlik ziyaretler yapması, acıma
duygusuyla çocuğa yaklaşması, çocukla çalışmaya ilişkin bilgi ve becerisinin yeterli
olmaması durumlarında kurumlarda gönüllülük çocuğa yarardan çok zarar vermektedir . Bu
durumlar çocukların güven duygusunu zedeleyebilir; koruma altındaki çocukları güçlü bağlar
kurma konusunda çekingen, özgüvensiz hale getirebilir. Sürekli değişen gönüllülerle bağ
kurma deneyimi, çocukların duygusal açıdan güvende hissetmelerini zorlaştırır ve gelecekteki
yaşamlarında ilişki kurma yeteneklerini büyük oranda etkileyebilir.
Kurum bakımında yetişen çocuklar benzer şekilde bakıcı personeller ile bağlanma
ilişkilerinde de zorluklarla karşılaşılaşabilir. Biyolojik ailelerinden ayrılma sürecinde
çocukların kayıp ve yalnızlık duyguları yaşama ihtimali yüksektir. Biyolojik ailesinden
ayrılırken deneyimlenen bu duygular bakım personellerinin sık değişmesiyle tekrar tekrar
yaşanabilir. Bu da çocukların güvende hissetmelerini ve sağlıklı bir bağlanma geliştirmelerini
zorlaştırabilir. Bu sorunlar çocukların kendilerini terk edilmiş hissetmesine, hayal kırıklığı ve
reddedilme duyguları ile ortaya çıkan psikolojik sorunlara ve düşük özgüven geliştirmelerine
neden olabilir.

Kurum temelli bakım modellerinde çocuklarla çalışan profesyonellerin ve gönüllülerin,
çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamaları ve karşılamaları önemlidir. Çocuklarla, güvenli
bağlanma ilişkileri kurabilmeleri için zaman, ilgi ve güvenilirlik sağlanmalıdır. Bakıcılar ve
gönüllüler, çocuklarla etkileşime girebilmeli, onları dinlemeli ve duygusal ihtiyaçlarını
önemseyerek zamana yayılmış bir gönüllülük süreci ile yanlarında olmalıdır. Bu nedenle,
gönüllülük programları düzenleyen kuruluşlar, süreklilik sağlamaya ve çocuklarla uzun vadeli
bir perspektif benimseyerek sağlıklı bağlanma ilişkilerin kurulmasına özen göstermelidir.

Bu yazı Destegül Yavuz tarafından Hayat Sende Derneği adına hazırlanmıştır.

Pozitif sosyal dönüşüm için bağışlarınızla destek olun. Bağış yapmak için tıklayınız.

Çocuk Hakları ve Alternatif Bakım: Save the Children’ın Çocuk Hakları Komitesi’ne Sunumu

1 . GİRİŞ

1.1. Save the Children olarak, BM Çocuk Hakları Komitesi’nin Çocuk Hakları ve Alternatif Bakıma odaklanılması ve çocuklar ile gençlerin bu konulardaki tartışmaların merkezinde olmasına dair verdiği kararı memnuniyetle karşılamaktayız.

1.2. Save the Children platformunun uzun bir süredir alternatif bakım hizmetlerinin zaman zaman gereksiz kullanılması, hizmetlerin kalitesinin yetersiz olması ve bu hizmetlerin doğası sebebiyle beraberinde getirdiği, belgelerle kanıtlanmış istismar ve şiddet risklerinden ötürü endişeleri bulunmaktaydı. COVID-19, halk sağlığına ilişkin bir acil durum olmakla beraber, aynı zamanda bakım hizmeti krizi olarak da bu endişeleri daha da göstermiştir. l Salgına yönelik bazı hükümetler yeterli planlama veya takip yapmadan çocuk bakım kurumlarını ve yatılı okulları hızla kapatmış, diğer bazı hükümetler bu tesisleri kilit altına almış, erişimi kısıtlamış ve personel hareketini sınırlandırmıştır. Bununla beraber, çok az COVID-19 müdahale planında refakatsiz ve ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar ve bakıcı ailelerinin hastalık durumları veya izolasyonları dolayısıyla alınacak eylemlerle ilgili hususlar içermiştir.

1.3. Bu sunum, Save the Children’ın 117 ülkede hem insani yardım hem de kalkınma konularında çocuklarla birlikte, onlar için çalışma deneyimlerinden yararlanmaktadır. HIV/AIDS salgını, Doğu Avrupa’da 1989 sonrası yaşanan kurumsallaşma krizi ve Ruanda Soykırımı gibi acil değişim ihtiyacının gerekliliği vurgulayan bir dizi olayın ardından gerekli bakım hizmetinden yoksun çocukları desteklemek için çalışmaya başladık. Misyonumuzun merkezinde çocuk hakları yer aldığından, odak noktamız her zaman çocukların kendi aileleri içinde veya bunun mümkün olmadığı durumlarda da toplumdaki aile temelli alternatif bakım hizmetlerinde güvende olmalarını ve korunmalarını sağlamak olmuştur.

2. Alternatif bakım ihtiyacının önlenmesi

2.1. Birçok durumda alternatif bakım hizmetinden yararlanmak ya gerekli değil ya da çocuk için uygun değildir. Çocukların ailelerinden ayrılmalarının önlenmesini anlayabilmek için yoksulluk, şiddet ve ayrımcılık gibi ailelerin çocuklarından ayrılmasına yol açan temel nedenlerin anlaşılması ve bu nedenleri ele alan programların tasarlanması gerekir.

2.2. COVID-19 müdahalemizin bir parçası olarak, Kamboçya’da yoksul ailelere nakit ve hediye kartı yardımı sağlamak için USAID’den ek fon kullandık. Temel değerlendirme raporumuzdan elde edilen ilk bulgulara göre, bu yardımların başlamasından bu yana çocuk ve ailelerin ayrılıklarının azaldığına işaret ediyor.

2.3. Evdeki şiddeti ve alternatif bakım ihtiyacını azaltmak için bakıcı ebeveynlere yönelik kapsamlı bir eğitim programı uyguluyoruz. Bu programın amacı yalnızca şiddet içeren disiplin biçimlerini azaltmak değil, aynı zamanda bakıcı ebeveynlerin çocuklarıyla daha iyi ve daha saygılı ilişkiler kurmalarını ve çocuklarını hak sahibi olarak anlamalarını sağlamaktır.

2.4. Engelli çocukların orantısız olarak yatılı bakıma yerleştirildiği ve genellikle daha uzun süre bakımda kaldığı göz önüne alındığında, engelli çocukların ailelerini desteklemek, terk edilmeye neden olan damgalama ve ayrımcılıkla mücadele etmek için çok daha fazla şey yapılmalıdır.

2.5. Kamboçya’da Öncelik Aile Bakımının Olmalı | HAREKETE GEÇ hareketinin birçok ortağı engelli çocuklara destek olmaktadır. Örneğin çocuklar aileleriyle beraber olması amaçlanan bir proje olan ABLE, engelli çocuklar için aile bağlarının kuvvetlendirilmesini desteklemenin yanı sıra engelli çocuklara bakacak koruyucu bakıcıları işe almakta ve eğitmektedir. Angkor Çocuk Hastanesi’ndeki bir diğer projede ise hastanelerde çocukların terk edilmesini önlemek için çalışılmaktadır. [1]

2.6. Save the Children’ın engelli çocukları destekleyen Doğu Avrupa Programı’ndan öğrenilen en iyi pratiklerin de gösterdiği gibi, ailelerin parçalanmasının önlenmesi ve güçlendirilmesi entegre bir yaklaşım içermelidir. Ücretsiz erken teşhis hizmetleri, bireysel rehabilitasyon, rehberlik ve ailelere kendi topluluklarında destek hizmetleri sağlanmalıdır. Yapılan bu uygulamalardaki müdahaleler çocuk merkezliydi ve her bir çocuğa özel olarak tasarlanmıştı. Bakıcılara verilen danışmanlık hizmetinin yanı sıra kendi kendine yardım gruplarına katılma fırsatları sunulmuş, bu da genellikle ihtiyaç duydukları destek konusunda savunma yapmalarına yol açmıştır.[2]

2.7. Hiçbir çocuk bakım hizmetinden, destekleyici hizmetlerden, tedavi veya eğitim alma hakkından, aile bağlarından, geleneklerinden, kültüründen veya dininden vazgeçmek zorunda kalmamalıdır. Hizmetler bireysel olarak tasarlanmalı ve içeriği özel olmalıdır. Avustralya’da Save the Children, özellikle uzak topluluklardaki Yerli aileler için kültürel olarak uyarlanmış ve onlar için güvenli olan bilumum aile desteği ve koruma hizmetleri sağlamaktadır.

3. Çocukların refahı ve korunmalarına ilişkin sistemlerinin iyileştirilmesi

3.1. Büyük ölçüde ailelerin desteklenmesi, evdeki şiddetin azaltılması ve ailelerin ihtiyaç duydukları hizmetlerin sağlanmasına odaklanılmış olsa da, çocukların bakımına yönelik yapılan yerleştirmeler için gerekli olan karmaşık karar alma süreçlerini desteklemek üzere, çocuklara ve ailelere net bir şekilde rehberlik sağlanan, stabil ve iyi finanse edilmiş çocuk koruma sistemlerine de ihtiyaç duyulmaktadır. Çocukların ailelerinden ayrılmalarını etkili bir şekilde önlemek ve çocukların karşılaştığı belirli sorunlarla müdahale etmek için, çocukları ve aileleri dinleyecek, destek sağlayacak ve en uygun hizmetlerle buluşturacak yetkin, eğitimli ve sosyal ilişkileri kuvvetli çalışanlar yetiştirilmelidir. Bizler, iyileştirilmiş ve kaliteli koruma hizmetlerini desteklemek adına vaka yönetimi yaklaşımımızı sistematik hale getirdik. İnsani yardım müdahalelerimizle, bireysel vaka yönetimi için bir veri yönetim sistemi olarak CPIMS+ kullanımını teşvik ediyor ve ulusal eğilimleri tespit etmek için hükümetleri destekliyoruz. Ayrıca, Endonezya ve Hindistan dâhil olmak üzere hükümetlerle birlikte çalışarak kamu sosyal hizmet uzmanlarının akreditasyonunu ve yetkinliklerini geliştiriyoruz.

4. Çocuklara refah sağlama sistemlerinin dönüştürülmesi

4.1. Save the Children, çocuklara refah sağlama hizmetlerini yatılı bakıma dayalı bir türden, aile temelli bakıma öncelik veren bir türe dönüştürmek için hükümetlerle birlikte uzun bir çalışma geçmişine sahiptir. En uzun soluklu programlarımızdan biri, Açe’deki tsunaminin ardından Endonezya Sosyal İşler Bakanlığı ile başlattığımız ortaklıktır. Endonezya’da çocukların öncülüğünde yürütülen yatılı bakım araştırmamız ile, Toplum Bakanlığı’nı çocuk bakım kurumlarına verdiği desteği gözden geçirmeye ve Ulusal Bakım Standartları taslağı hazırlamaya teşvik etmede etkili olduk. 5

4.2. Kolektif etki yaratmayı amaçlayan bir proje olan Çocukların Ailelere İhtiyacı Var I HAREKETE GEÇ projesi, Kamboçya’da yatılı bakımdaki çocukların sayısını azaltmak ve bakım kalitesini artırmak amacıyla kurulmuştur. 2015 yılından itibaren Kamboçya Kraliyet Hükümeti tarafından oluşturulan bir komisyon tarafından koordine edilen ve sistemin güçlendirilmesi, sosyal ilişkileri kuvvetli çalışanların yetiştirilmesi, ailelerin çocuklarından ayrılmalarının önlenmesi ve kuruluş bakımına dönüştürülmesine odaklanan ve çalışma gruplarıyla ilerlemeyi denetleyen projenin 60’tan fazla üyesi bulunmaktadır. Hükümet, kaliteli alternatif bakım hizmetleri ve çocukların yeniden entegrasyonunu desteklemek üzere yeni çocuk koruma kanunu oluşturmanın ve standart işleyiş prosedürleri hazırlamanın son aşamasındadır.

4.3. Sistemin dönüştürülmesinde önemli bir husus da yatılı bakım için finansmanın nereden geldiğini anlamaktır. Kuruluş bakımına yönelik denizaşırı desteğin ele alınmasına yardımcı olmak için ReThink Yetimhaneleri’nin yardımcı kuruculuğunu yaptık. Yurtdışına gönüllü gönderen ve gönüllü kabul eden Üye Devletler, aile bağlarını güçlendirmeye yönelik toplum temelli girişimlere fon ve gönüllü sağlamak için birlikte çalışmalıdır. 2019 BM Çocuk Hakları Kararı ile; kuruluşlarda gönüllülükle ilgili zararların ele alınması da dâhil olmak üzere, bakım tesislerinde çocukların ticaretinin ve sömürülmesinin önlenmesi için devletlere harekete geçmelerinin tavsiye edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz.

5. Çocukların katılımının ve temsiliyetinin artırılması

5.1. Çocuklara ve gençlere danışıldığında, kötü bir alternatif bakım hizmeti almaları ile büyüme ve gelişmelerini destekleyen bir alternatif bakım hizmeti almaları arasındaki farkı açıklayabilirler. Yetişkinler, profesyoneller ve politika üretenler tarafından göz ardı edilebilen ve ölçülmesi zor olan ayrıntı, nüans ve karmaşıklıklara vurgu yapabilirler. Ancak, COVID-19 sırasında Senegal’deki Talibe çocukları ve Senegal’deki engelli çocuklar üzerine yaptığımız araştırmanın da açıkça gösterdiği gibi, bir kriz anında çocukların ve gençlerin görüşleri ve hakları kolayca göz ardı edilebilmektedir.

5.2. Save the Children’ın Batı ve Orta Afrika, Doğu ve Güney Afrika ve Ürdün de dahil olmak üzere akrabalık bakımına ilişkin çocuk liderliğindeki araştırma serisinde, çocukların aldıkları alternatif bakım hizmetlerine ilişkin görüşleri, genellikle bakım hizmeti verenlerinkinden farklıdır- Çocuklar; koruyucu ailelerin düşündüğü gibi çok daha daha genç, daha sağlıklı ve maddi imkânlara sahip kişilere değil, aksine koruyucu ailenin kendilerine duyduğu sevgiye daha fazla odaklanmaktadırlar. Çocukların yaşamak istedikleri dünya için net bir görüşleri var. – Tüm çocukların bakım verenlerinden sevgi ve ilgi gördüğü, her birinin akrabalık bakımından aidiyet hissettiği ve hiçbir çocuğun kendini dışlanmış hissetmediği bir dünya yaşama arzusu..

6. Hareket halindeki çocuklar da dahil olmak üzere refakatsiz ve ailelerinden ayrı düşmüş çocuklara destek olmak 6.1. Save the Children, alternatif bakım standartları da dâhil olmak üzere Çocuk Koruma Konusunda Asgari Standartların revize edilmesini desteklemiştir. Ayrıca aile izleme ve ailelerin çocuklarıyla yeniden birleştirilmesi (FT R) konusunda aktif bir rol oynamaya devam etmektedir. Küresel Sözleşmelerde Çocuk Hakları Girişimi’nin eş başkanlığını yürütüyor ve Küresel Göç Sözleşmesi’ni destekleyerek devletleri, sınır ötesi vaka yönetimini kolaylaştırmak ve göçmenlik statülerine bakılmaksızın çocukların haklarına saygı gösterilmesini sağlamak için uluslararası, bölgesel ve iki taraflı olarak sağlam iş birliği mekanizmalarına yatırım yapmaya çağırıyoruz.

7. Alternatif bakım hizmetlerine yerleştirmelerin kalitesinin artırılması

7.1. Save the Children, çocuğun yüksek yararına uygun olarak, çeşitli alternatif bakım hizmetlerine yerleştirilmelerini desteklemenin yanı sıra, resmi yapılan bu yerleştirilmelerin kalitesini ve süreçlerini iyileştirmek için hükümetleri desteklemektedir (Kamboçya, Endonezya, Liberya, Kenya, Somali, Zambiya). Çocukların yerleştirildikleri ülke ne olursa olsun, tüm çocuklar şiddetten uzak yaşama hakkına sahiptir. Akrabaların bakımı, koruyucu aile bakımı ve yatılı bakım ile ilgili çalışmalarımız bizi aşağıdaki düşüncelere sevk etti.

7.2. Dünya üzerinde akrabalık bakımı en çok kabul edilen ve uygulanan alternatif bakım şeklidir. Akrabaların bakımının uygulanma şekli, artan kentleşme, eğitim maliyetlerinin yükselmesi, HIV/AIDS salgını, afetlerin ve çatışmaların etkisiyle değişmekte ve akrabaların sağladığı bakımı, onlar için daha külfetli hâle getirmekte ve karşılıklı fayda sağlayan bir işlem olmaktan çıkarmaktadır. Akrabalık bakımının resmileştirilmesinin fazlaca iyileştirme ve izleme yükü yaratacak oluşu ve de toplumun geleneksel başa çıkma stratejilerinin çökmesi riski doğacağından ötürü akrabaların bakımının gayri resmi kalması gerektiğine inanıyoruz.

7.3. Akrabaların bakımını iyileştirmek için mevcut toplum yapıları içerisinde çocukların ve koruyucu ailelerin güçlü yönlerini ve dayanıklılıklarını geliştirmek, çocukların akrabaların yanına gayri resmi şekilde yerleştirilmeyi desteklemek ve risk altındaki çocukların tespit edip gerektiğinde resmi sisteme yönlendirmek için daha fazla şey yapılmalıdır. Damgalama ve ayrımcılıkla ilgili konular üzerinde çalışırken, biyolojik ailelerinde yaşayan çocuklarla karşılaştırıldığında akrabalarının bakımı altında yaşayan çocuklara yapılan muamelenin altı çizilmelidir.

7.4. Koruyucu aile bakımı çeşitli şekillerde anlaşılmakta ve uygulanmaktadır ve farklı modellerin çocukların bakımını ve gelişimini nasıl desteklediğini daha iyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Koruyucu bakıcıların belirlenmesi, eğitimi ve ödemeleri önemli ölçüde farklılık göstermektedir ve hangi yöntemin en iyi şekilde işe yaradığına yeterince odaklanılmamıştır. Tüm dünyada kompleks gereksinimleri olan çocuklara bakmaya istekli ve bunu yapabilecek koruyucu aile bulmak hâlâ zordur. Devletlerin, çocuklara daha fazla aile temelli bakım seçeneği sunmak için koruyucu bakıcı kadrosunu geliştirme konusunda daha fazla desteğe ve rehberliğe ihtiyacı vardır.

7.5. Yatılı bakım, alternatif bakımın gerekli bir biçimi ya da kurumsallaşma stratejilerinin gerekli bir parçası olarak görülmemelidir. Bununla birlikte, alternatif bakıma muhtaç çocukların her zaman aile temelli bakıma yerleştirilmeleri gerekli olmakla beraber, belirli durumlarda küçük bir grup ortamında kaliteli, geçici ve uzman bir bakım sağlamak gerekli olabilir.

7.6. İnsani yardım müdahalelerinde yatılı bakımın kullanılmasından kaçınmak zordur. Örneğin Suriye ve Irak’ta damgalanma ve karmaşık kültürel dinamikler sebebiyle, aile temelli alternatif bakım seçeneklerinin belirlenmesini neredeyse imkansız hâle gelmektedir. Örneğin, Yunanistan’dan geçiş yapan hareket halindeki çocuklara ve/veya Cox’s Bazaar’da olan tecavüz olayı sonucu bekar annelerden doğan çocukların da geçici yatılı bakıma[3] yerleştirilmeleri gerekmiştir çünkü bu anne ve çocukların akrabaları yanlarında değildir, koruyucu ailelik sistemi iyi kurulmamıştır ve aile temelli yerleştirmelerde çocuklar için potansiyel riskler önemlidir. Nijerya, Nijer ve Senegal’de, COVID-19 sırasında çocuklar sokaklardan zorla uzaklaştırılmış ve hükümetler tarafından geçici bakım merkezlerine taşınmıştır. Buna karşılık Save the Children, geçici bakım merkezlerinin yanı sıra, bu merkezlerde çocuk güvenliğini sağlama ve koruma konularında rehberlik sağlamış ve başka bir seçenek olmadığı sürece yeni yatılı bakım tesislerinin kurulmaması çağrısında bulunmuştur.

7.7. Üye Devletlere yönelik tavsiyelerin içinde yatılı bakım seçeneklerine ilişkin rehberlik yer almıyorsa bu tür kuruluşların yeniden yapılandırılması, kontrol edilmesi, izlenmesi ve nihayetinde kapatılması çok daha zor hale gelir. Bu nedenle, yatılı hizmetlere yapılan yerleştirilmelerin geçici niteliğini iyileştirmeye yönelik rehberliği, daha iyi koruyucu annelik mekanizmalarını ve yatılı bakımı istisna haline getirmeye yönelik sürekli yapılan vurguları memnuniyetle karşılıyoruz.

7.8. BM Kılavuz İlkelerinde atıfta bulunulsa da Save the Children “aile benzeri” bakım teriminin kullanılmasını desteklememektedir. Zira bu terim uygulayıcıların ve politika oluşturucuların kafasını karıştırarak bazı yatılı bakım seçeneklerinin esasen aile temelli olmamalarına rağmen ve tıpkı bir aileye benzetilmeye çalışılıyor olsalar bile, aile temelli olduğunu düşünmelerine neden olabilir.

8. Öneriler

8.1. Çocukların ailelerinden ayrılmalarının önlenmesi ve kurumların aradan kalkmasının ilerletilmesi için önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak tüm çocukların haklarına saygı duyulduğu, korunduğu ve ihtiyaçlarının yerine getirildiği güvenli bir aile ortamında geliştiği bir dünyayı gerçekleştirmek için daha fazlası yapılmalıdır.

8.2. Save the Children üye devletleri, BM kuruluşlarını ve sivil toplumu aşağıdaki hususları sağlamaya çağırmaktadır:

8.2.1. Toplumsal refahı sağlamaya yönelik hizmet veren, becerikli bir çalışan grubu da dâhil olmak üzere çocukların refahının artırılması ve koruması hizmetlerine yatırım yapılması. Üye devletler, toplumsal refahı sağlamaya yönelik hizmet veren çalışanların yetkinliklerini arttırmak ve toplum yapılarını ulusal çocuk koruma sistemine bağlamak da dâhil olmak üzere çocuk refahının artırılması hizmetlerini iyileştirmek için çalışmalıdır. Güçlü, nitelikli, toplumsal cinsiyete duyarlı ve birçok kaynağa erişimi olan bir çalışan grubu vaka yönetimine destek olabilir, çocuğun yüksek yararına dayalı bakım planları geliştirebilir ve zarar görme riski altındaki çocukları ve aileleri desteklemek için çalışabilir.

8.2.2. Yatılı bakım, en kısa süre için son çare olarak kullanılmaya başlanmalıdır. Yatılı bakım hizmetleri kontrol edilmeli ve bakıma yerleştirilen her çocuk yerleştirilmeden önce bir koruyu annenin değerlendirmesinden geçmelidir. Save the Children, alternatif bakım için ayırılan finansmanın aile temelli bakımın desteklenmesinde kullanılmaya yönelik çabaları memnuniyetle karşılamaktadır.

8.2.3. Çocuklara ve gençlere aldıkları bakım hakkında danışılmalı ve bu konuda izlenecek politikaların bir parçası olmaları teşvik edilmelidir. Alternatif bakım deneyimi olan çocuklara, yerleştirildikleri ailenin seçilmesi konusunun yanı sıra, aldıkları bakımın kalitesine ilişkin tutum ve tedbirlerin şekillendirilmesinde de danışılmalıdır.

8.2.4. İyileştirilmiş veri toplama yöntemi. Çocukların aldıkları bakım hizmetlerinin iyileştirilmesini daha iyi anlamak ve yaş, etnik köken, cinsiyet ve engellilik durumlarına [4]göre ayrımın yapıldığı doğru bir gözlemleme süreci için daha fazla desteğe ihtiyaç vardır. Tüm farklı ortamlardaki çocukların hesaba katılması, hedef kitlenin iyi belirlenmesi ve yapılacak reformlar için eğilimlerin analiz edilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.

8.2.5.Topluluklar içindeki hizmetlere erişim. Ailelerin çocuklarından gereksiz sebeplerle ayrılmaları önlemek için Üye Devletlerin; kapsayıcı eğitim, rehabilitasyon hizmetleri ve diğer destek biçimleri de dâhil olmak üzere, çocukları ve aileleri kendi toplumları içinde destekleyecek hizmetlere yatırım yapmaları gerekmektedir.

8.2.6. Alternatif bakım hizmetlerine yerleştirme seçeneklerinin iyileştirilmesi.  Üye Devletler; koruyucu aileliğin farklı şartlarda nasıl uygulandığına dair daha fazla araştırma yapmak, öğrenilenleri paylaşmak ve özellikle karmaşık gereksinimleri olan çocukların koruyucu aileliğinin belirlenmesi, eğitim ve onlara verilen desteği iyileştirmek için sivil toplumla ortaklıklardan faydalanabilir.

8.2.7. Çocukları risk altında bırakan damgalayıcı tutumlar ve zararlı inançlarla mücadele etmeye yönelik çalışmalara devam edilmesi.  Engellilik, cinsellik, cinsiyet, etnik köken, göçmenlik ve bakıcının medeni durumuna dayalı damgalama ve ayrımcılık, çocukların bakıma yerleştirilmesinde önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.


[1] Daha Kaliteli Bakım Hizmeti Ağı tarafından bakım hizmeti verenlerin eğitim videolarında bu durum belgelenmiştir.

[2] “Evet, Çocuklar Başarabilir Kampanyasını” Kosova’daki bir kampanya çalışması örneğini görmek için inceleyebilirsiniz.

[3] Üç yaşından büyük çocuklar için bir bakıcı eşliğinde olmadıkça, 12 haftadan uzun sürmeyen bir süreç olarak tanımlanır.

[4] Bu duruma koruyucu ailelerinin engeli olma durumu da dâhildir.

Yazının orjinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Bu yazı Mert Akçay tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmış, kontrolü Seray Dicle Günay Ekinci tarafından yapılmıştır.

“Children’s Rights and Alternative Care: Save the Children submission to the Committee on the Rights of the Child”  başlıklı rapordan çevrilmiştir.

Pozitif sosyal dönüşüm için bağışlarınızla destek olun. Bağış yapmak için tıklayınız.

KORUMA ALTINDA YETİŞEN ÇOCUKLARDA BAĞLANMA

Bağlanma, bebeklerle bakım verenleri arasında duygusal olarak kurulan olumlu ve olumsuz ilişkiyi ifade eder. Bağlanma davranışları ise bebeğin, anne-babasıyla veya kendisine bakım veren kişi ile iletişimde kullandığı davranışlar olarak değerlendirilmektedir. Yani bağlanma en genel anlamda iki insan arasındaki yakın duygusal ilişki sonucu oluşan bağ olarak tanımlanmaktadır. 

Bağlanma Kuramı çocuk ve birincil bağlanma figürüyle iletişimi odağına almaktadır. Bu kurama göre yeni doğan bebekler, yalnızca onlara bakmaya ve korumaya istekli bir yetişkinin varlığında yaşamlarını sürdürebilirler. Henüz becerilerinin yeterli derecede gelişmemiş olmasına bağlı olarak bebeğin, kendisine bakım veren kişiye bağımlı olduğu görülür, bu bağımlılık sürecinde bakım verenle kurduğu birebir ilişki ise, onun zihinsel ve duygusal gelişimi için son derece önemlidir. Ayrıca çocuğa bakmakla yükümlü kişiler de çocuğun bakımını sadece bir görev olarak algılamazlar, bundan mutluluk ve tatmin de sağlarlar. Çocukla yaşadıkları etkileşimin sonucunda onunla aralarında hissettikleri bağ giderek güçlenir. Bu bağlanmanın oluşması sonucunda bebeklerde emme, uzanma, gülümseme, ağlama vb. davranış özellikleri etkili olur. Çocuk, birincil bağlanma figüründen ayrı kaldığında davranışlarında sapmalar olabilir, anksiyete davranışı sergileyebilir ve bu davranışlar bireyi olumsuz etkileyebilmektedir. Gelişim dönemlerine göre bağlanma stillerinin incelenmesi davranış sapmalarının anlaşılmasını sağlamıştır.

1.Aşama: Ön Bağlanma: İlk iki aylarında bebekler, insanlar ve nesneleri birbirinden ayırmayı öğrenir. 

2.Aşama: Oluşum Halindeki Bağlanma: 2-8 aylık arası bebekler, bakım verenleri ile yabancıları ayırt eder hale gelir. Bakım verene daha olumlu tepkiler verir ve ayrıldıklarında kızarlar.

3.Aşama: Gerçek Bağlanma: 8-18 aylık arası bebekler, bakım verenlerin daha ayrıntılı inceler, tepkilerine daha fazla ilgi gösterir, karşılık verir ve onlara yakın durmaya çalışırlar.Bakım verenlerinin tepkilerine daha fazla ilgi gösterirler. 

4.Aşama: Karşılıklı İlişkiler: 18 aylıktan itibaren çocuklar bakım verenleriyle ilişkilerinde daha hassastırlar. Sevgi, ilgi ve fiziksel temas arayışını ifade ederler.

Bağlanma teorisi John Bowlby ve Mary Ainsworth’un ortak teori çalışmasıdır. İngiliz asıllı bir psikolog olan Bowlby, bu teoriyi üretirken kendi çocukluk döneminden ilham almıştır. Annesi, çocukken fazla ilginin çocukları şımartacağını düşündüğünden dolayı sadece günde 1 saat görmesi, kendisine bakım verenin evden ayrılması ve annesinin ölümünden kalan travmalardan yola çıkarak bu teoriyi üretmiştir. 

Bowlby’e göre ruh sağlığı için önemli olan noktanın anne ve bebeğin aldığı keyiftir. Bebeğe birincil bakım verenin bebeğin sürekli yanında olması, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılaması, çocuğun davranışlarında sapma olmasını ve psikopatolojiye dönüşmesini engellemektedir. 

Bowlby’ın yaptığı araştırmalara göre bakım veren ile çocuk arasında kurulan güvenli bağ sayesinde çocuğun, sevgi ve onaylanma ihtiyacı karşılanır. Bunun yanında bağlanmanın; bakım verenin, çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayarak güven duygusunu öğretmesi gibi işlevleri vardır. Çocuk değerli ve önemli olduğu hisseder. Böylece çocuk çevresini tanıyabilecek  ve keşif yapabilecek sonra da güvenli bölgesine yani bakım verenine geri dönebilecektir. 

Bowlby’ye göre bireyin değişkenliği 0-4 yaş arasıdır ve büyüdükçe bireyin değişime direnci artar. Ainsworth ise metodolojisi sayesinde Bowlby’nin teorilerini keşfetmiştir. Bebeğin bağlanma figürünü güvenli bir liman olarak gördüğünü vurgulamıştır.  Bebek için tanıdık olmayan durumlara maruz kalmadan ebeveynleriyle arasında güvenli bir bağlanma oluşması oldukça önemlidir. Tanıdık, güven olmadan yaşamına devam etmek zorunda kalan bireyin ise gelecekteki yaşam partneriyle yaşadığı romantik ilişkileri ve günlük hayattaki ilişkileri olumsuz etkileneceği öngörülmektedir. Ergenlikte bağlanmada ise içsel ve dışsal sorunların ebeveyn-çocuk ilişkisini şekillendirdiği görülür. Bağlanma ergenlerin geçmiş deneyimlerini kapsar, çocukluğundaki deneyimleri ortaya çıkarabilir. Birey bu süreçte bireyselleşir ve kimliğini oluşturur. Yetişkinlikte bağlanmada ise yetişkinlerin ilişkilerinde bebeklik döneminden izler taşıdığı gözlemlenmiştir. Ainsworth, bağlanma davranışı sisteminden gelen sinyalleri uyarlayarak kişilerin güvenli bağlanma stillerini ortaya çıkarmıştır. 

Bağlanma stilleri güvenli bağlanma, güvensiz bağlanma, kaygılı bağlanma ve saplantılı bağlanma olarak dörde ayrılır:                

1.Güvenli Bağlanma: Bu bağlanma stilinde bebeğin bakımı sağlıklı bir şekilde verilmiştir. Duygusal, fiziksel ve her yönden ihtiyaçları karşılanmıştır. Bebek ihmal edilmemiş, yeterince ilgilenilmiş, güçlü bağlar oluşturulmuştur. Yani yeterince sevilmiş, sayılmış ve dengeli davranışlarla büyütülmüştür. Bu şekilde yetişen çocukların iletişim becerileri ve kendini ifade etme kabiliyetleri iyidir. Yetişkin olduklarında rahat ve sağlıklı iletişimler kurabilirler.

2.Kaçıngan Bağlanma: Bu bağlanma stilinde bakım veren kişi, çocuğa karşı mesafeli ve soğuktur. Çocuk ihmal edilmiş, yeterince şefkat, ilgi ve sevgi görememiştir. Bu şekilde yetişen çocuklar, dış dünyayı güvensiz olarak algılar, iletişimden ve bağ kurmaktan kaçınırlar, çoğunlukla içe dönük bir şekilde yaşarlar. Genellikle ilgi veya iletişim gibi beklentileri olmaz ve teması sevmezler. Destek ve yardıma kapalıdırlar,. Yetişkinlik sürecinde bireyselliği tercih ederler. Kendilerinden başka kimseye güvenmez ve başkalarının düşüncelerini önemsemezler. Kısa süreli ilişkiler yaşarlar.

3.Kaygılı Bağlanma: Bu bağlanma stilinde bakım veren, çocuğa karşı yeterince güven, sevgi, ilgi vermemiştir. Belli bir oranda mesafelidir. Bakım veren çocuğun yanından bir süre gidip gelse bile çocukta tekrar gideceğine dair korku ve kaygılar oluşur ve bunlar kolay kolay giderilmez. Çocuk sık sık olumsuz tepkilerle ve eleştirilerle karşılanır. Yeterince güven ortamı sağlanmayan çocuk, kendinden şüphe eder; sürekli huzursuz ve kaygılı olur. Başkalarını kendinden daha üstün, değerli ve yeterli görür. Olumsuz benlik algısına sahiptirler. Sevilmeyip onaylanmayacaklarından korkarlar ve derin bağlar kuramazlar. Terk edilme korkuları vardır ve takıntılı davranışlar gösterme eğilimindedirler.

4.Korkulu Bağlanma: Bu bağlanma stilinde bakım veren, dengesiz ve tutarsız davranışlara sahiptir. Bir ilgilenip bir ilgilenmeyerek çocukta hasarlara ve güven problemine yol açar. Çocuğun duygularıyla oynanarak duygusal sarsılmaya sebep olur. Sağlıklı güven alanı oluşturulamadığı için dünya onlara güvensiz gelir çünkü ne tepkiyle karşılaşacaklarını bilemezler. Bu yüzden bağlanmaktan kaçınırlar. Bakım veren kişiye düşkün olabilirler. Davranışları ve tepkileri belirli değildir, kestirilemez. İlişkilerde aynı anda hem yaklaşıp hem de uzaklaşabilirler. Hem kendilerine hem çevreye güvenmezler.

Peki Bağlanmanın Uzun Vadeli Etkileri Nelerdir?

Bakıcılarıyla erken dönemde güvenli bağlanma geliştiren çocuklar yaşları ilerlediğinde daha yakın arkadaşlıklar kurmuşlardır. Bundan çıkan sonuç güvenmeyi ve olumlu etkileşimde bulunmayı öğrenen çocukların bu becerileri sonraki ilişkilere uygulayabildiğidir.

Bowlby, araştırmaları sonucunda bakım veren ile çocuğun erken yaşta ayrılmasının kişilik problemlerine, zihinsel hastalıkları ve suça sürüklenmeyi artırdığını gözlemlemiştir. Gelişim sürecinde çocuk, aile dinamikleri ne kadar elverişli ya da elverişsiz olursa olsun bakımını yapan kişilere bağlanma ihtiyacı içerisindedir. Kurum bakımında kalan çocuklar ise bu bağlanma ihtiyaçlarını kurumda bakımlarını sağlayan meslek elemanları ile sağladıkları için süreklilik içeren bir ilişki kurmakta zorlanırlar. Kurumlar aile ortamından hem organizasyon hem de katılımcıların rolleri bakımından farklılaşmaktadır. Bir müdür, bir müdür yardımcısı tarafından yönetilen kurumlar, çocukların topluca bir arada yaşamaları için organize edilmiş bir örgüt yapısına sahiptir. Kurum bakımı az sayıda uzman personelin çalıştığı, otoriter bir disiplin ve merkeziyetçi bir yönetim anlayışının olduğu toplu bakım şekli olara karşımıza çıkmaktadır. Yetiştirme yurtlarındaki bakım verenlerin sürekli değişmesi ve çocukların güvenli bir şekilde bağlanabileceği sabit bir kişinin olmaması nedeniyle, çocuklar yakın, sıcak ve süreklilik gösteren, duyarlı bakım veren bir yetişkin ilişkisinden yoksundurlar. Bu durum sonucunda çocuklar hem güvenli bağlanmada ciddi sıkıntılar yaşar hem çocukların ileriki hayatlarında psikolojik ve sosyal olarak birtakım sorunlarla karşı karşıya kalmasına sebep olabilir. 

Sosyal Hizmet disiplininde Bowlby’nin bağlanma kuramı ve geliştirilen bağlanma kuramı kavramları; bireyin gelişiminin ilk aşaması olan bebeklikte birincil bakım veren ve bebek arasındaki ilişkiyi anlamayı ve bireyin ergenlik ve yetişkinlikteki ilişkilerini anlamayı sağlar. Müdahale sürecinde bağlanma stillerini bilmek, birincil bakım veren ve çocuk arasındaki ilişkinin önemini anlamak uzman ve müracaatçı arasında iletişimi sağlar. Bowlby’nin bağlanma kuramı sosyal hizmet uzmanının; bebeklik döneminde birincil bakım veren ile bebeğin arasındaki ilişkinin önemini, çocuk ve birincil bağlanma figürü arasındaki iletişimi, bağlanma stillerini, ergenlikte bağlanmada içsel ve dışsal sorunların ve ebeveyn ilişkilerinin önemini, yetişkinlikte bağlanmada bebeklik dönemindeki yaşantının önemini anlamasını sağlamaya yardımcı olur.

Bağlanma kuramı dikkate alınarak koruma altında yetişen çocuklar alanında çeşitli politikalar geliştirilmelidir. Çocuk bakım kuruluşlarında bakım verenlerin seçilme süreci daha hassas yürütülmelidir. Sadece kağıt üzerinde bir yetkinliğe sahip olan değil çocuk gelişimi ve psikolojisine de hakim bakım personelleri istihdam edilmelidir. Her çocuğun bir aile yanında hayata hazırlanması için öncelikle biyolojik ailenin güçlendirilmesi esas alınarak ebeveyn ve çocuğa yönelik yalnızca ekonomik değil psikososyal güçlendirme çalışmaları bir düzen içinde yürütülmelidir. Biyolojik ailenin güçlendirilmesinin mümkün olmadığı durumlarda aile temelli bakım modellerinden koruyucu ailelik ve evlat edinme uygulamalarının tüm çocuklar için hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bağlanma kuramı bir çocuğun hayatının her döneminde ilgi, sevgi ve şefkat içeren bir ilişki içinde olma ihtiyacını vurgulamaktadır. Bu nedenle her çocuğun sevgi dolu bir ailede büyüme hakkını savunmak ve aile temelli bakım modellerine yatırım yapmak çocuğun üstün yararı için hayata geçirilmesi gereken en önemli politikalardır. 

Bu yazı Emircan Dündar, Sueda Kara, Elif Melisa Akgün, İlknur Erbulut, Aslıhan Çeri Arıcı, Nagihan Alkan tarafından Hayat Sende Derneği adına derlenmiştir. 

Pozitif sosyal dönüşüm için bağışlarınızla destek olun. Bağış yapmak için tıklayınız

Anahtar kelimeler: aile, çocuk, koruma, korunmaya ihtiyacı olan çocuk, bağlanma, bağlanma kuramı, bowlby, mary ainsworth, yetiştirme yurdu, çocuk yuvası, sevgi evi, koruyucu aile, evlat edinme, gönüllü aile

Koruyucu Aile Tedavi Yöntemi Umut Vadediyor

koruyucu aile

Annett’in gözleri artık kapalı kapılar ardında gerçekten neler olup bittiğine sonuna kadar açık. Sharon Annett, “Çocuklara bu kadar kötü davranan insanlar olduğunu daha önceden fark etmemiştim” dedi. “Bu küçük çocukların yaşadıkları olaylar hakkında duyduğunuz hikayeler korkunç” diye ekledi.

Sharon Annett tedavi sürecindeki çocuklara koruyucu ebeveynlik yapmaktadır, yani o ve kocası Jim Annett, duygusal ve davranışsal rahatsızlıkları olan ve bunu en şiddetli düzeyde yaşayan çocuklara bakım vermektedirler. Annett’ler son 20 yılda 25’ten fazla tedavi gören çocuğa bakmışlardır. 

“Bu çocukların çoğu yanlış anlaşılıyor, yetişkinler onları gerçekten anlamak için onlara yeterli zaman ayırmıyor.” 

Sharon Annett, onlarca yıldır Eugene’deki Oregon Topluluk Programları (OTP) aracılığıyla koruyucu bakım sağlamıştır. Koruyucu aile olarak öğrendiği bir şey varsa, o da her çocuğun farklı olduğudur. 

Sharon Annett, “Bakımını üstlendiğimiz tüm çocuklarda potansiyel görüyoruz, bu yüzden bu potansiyelden yararlanmaya ve onlara değerli olduklarını göstermeye ve hissettirmeye çalışıyoruz” diye belirtiyor. 

OTP, gençleri ev ortamı gibi bir ortamda tedavi etmeye yardımcı olmak ve daha sonra onları ailelerine dönmeye hazırlamak için kanıta dayalı tedavi modeli Treatment Foster Care Oregon’u (Koruyucu Aile Tedavi Modeli) (TFCO) kullanmaktadır. 

Eugene’deki Oregon Sosyal Öğrenme Merkezindeki (OSÖM) araştırmacılar, yaklaşık 40 yıl önce TFCO modelini geliştirmişler ve şu anda Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya, İsveç ve Norveç dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde çocuk koruma sisteminde kullanılmaktadır. 

Koruyucu Aile Tedavi Modeli Danışmanları başkanı John Aarons, TFCO tedavi modelinin dünyaya yayılmasının dikkat çekici olduğunu, ancak yalnızca Eugene-Springfield bölgesinde sunulduğu Oregon eyaletinde hala fazla dikkate alınmadığını söylemiştir. 

Aarons, “Bütün bu parayı çocukları korkunç şeylerin olduğu bu grup evlerine göndermek için harcadık; muhtemelen böyle olması için tasarlanmamıştır, ancak bu bir felaketti” demiş ve “Bundan daha iyisini yapmalıyız” diye eklemiştir.

Ancak Oregon’un TFCO’ya ve diğer şirketlerin terapötik koruyucu bakım modellerine yatırım yapma konusundaki tereddütü azalıyor gibi görünmektedir. 

Oregon Yasama Meclisinden 2 milyon dolarlık bir fon tahsisi ile desteklenen Oregon İnsan Hizmetleri Departmanı (OİHD), eyalette tedavi koruyucu bakımın genişletilmesinin fizibilitesini ve etkinliğini değerlendirmek için eyalet çapında bir pilot proje başlatmakta. TFCO, 18 aylık pilot projede bakım sağlayıcılar tarafından uygulanacak üç tedavi modelinden biri olarak öne çıkmakta. 

Greater Oregon Behavioral Health liderliğindeki pilot uygulamadaki yedi sağlayıcı, aşırı davranışsal ve duygusal sorunlarla baş eden çocukları tedavi edecek. Her sağlayıcı, kendisine en uygun modeli seçecek. Oregon Topluluk Programları (OTP), 20 yıl önce TFCO modelinin tesadüfi bir denemesine katılmış olmasına ve hatta bugün de bu modelin hala kullanıyor olmasına rağmen, grupta TFCO’yu seçen tek sağlayıcıydı. 

OİDH, pilot projenin 2023’ün sonuna kadar çocuklar için 59 boş yatak tahsis edeceğini tahmin ediyor. 

OİDH basın sekreteri Sunny Petit, “Bu denemede ortaya çıkan raporlar, yeni bir kalıcı bakım türü için uzun vadeli bir strateji ile dikkate alınarak analiz edilecektir” dedi. 

Petit, pilot çalışmanın sonuçlarıyla gelecekte bu modeli daha büyük ölçekte uygulamaya koyacaklarını da belirtiyor.

Kanıtlar ise belirli bazı ortamlarda gençler için daha iyi sonuçlara işaret etmektedir. 

Aarons, Eugene’deki OSLC’den bilim adamlarının, kapsamlı araştırmaların ardından 1980’lerin başında TFCO modelini geliştirdiğini söylemiştir. 2002 yılında, OSLC’den bir grup, Treatment Foster Care Consultants’ı (Koruyucu Bakım Tedavisi Danışanları) kurdu ve modeli gerçek dünya ortamında uygulamak için OCP ile eşleşmiştir. 

20 yıldır, Eugene’deki Oregon Topluluk Programları (OTP), Oregon’da TFCO modelini sağlayan ilk ve tek oluşum olmuştur. OCP, koruyucu aileleri işe almış ve araştırmacılar, modelin tesadüfi denemelerini yürütürken TFCO aynı zamanda çocukları tedavi etmiştir. 

Eugene-Springfield bölgesinde modeli çalıştıran üç takımı yöneten OCP’nin yönetici direktörü Ana Day, “Bunun sadece teorik olarak değil, pratik olarak da uygulanabileceğini göstermemiz gerekiyordu” demiştir. 

Aarons, tesadüfi kontrol denemelerinin çocuklarda şiddet içeren davranışların tırmanmasını önlemeye yardımcı olabileceğini, genç gebelik oranını azaltabileceğini ve daha iyi akademik katılımı teşvik edebileceğini söylemiştir. 

Aarons, “Yola baktığınızda, gençlerin ilişkiler, istihdam, okul ve kendi çocukları olduğunda daha az mücadele etmeleri çok daha az olasıdır” dedi. 

Örneğin Aarons, araştırmacıların ergenlik döneminde TFCO modeliyle tedavi gören bir grup genç kadının uzun vadeli ilerlemesini takip ettiğini söylemiştir. Yaklaşık dokuz yıllık veriler, grup bakımında her zamanki gibi tedavi gören 44 genç kadına kıyasla, 41 kadının daha az ceza aldığını ve yetişkin olduklarında çocuk koruma sistemine katılım oranının daha düşük olduğunu göstermiştir.

Yapı, rutinler ve olumlu pekiştirmenin gücü

Annett, yapının, rutinlerin ve olumlu pekiştirmenin gücünün, biyolojik ailelere, vasilere veya evlat edinen ebeveynlere sahip olmanın önemini ilk elden görmüş ve aynı yapıları ve rutinleri sürdürmeye bu program kapsamında tüm hızıyla devam etmektedir. 

Ailesinin evlat edinme konusundaki en büyük hayal kırıklıklarından birinin, evlerinde başarılı olan ve evlat edinme öncesi bir aileye taşınan erkek çocuğu olduğunu söylemiştir. 

Annett, “Onun rutini, onun için neyin işe yarayıp neyin yaramadığı ve ihtiyaç duyduğu her şey hakkında kitaplar yazdım. Bu aileyle telefonda saatler geçirdim ancak 10 ay sonra aile çocuğa bakmama kararı aldı” demiştir.

Sonunda başka bir evlat edinmek isteyen aile geldiğinde, Annett aynı şeyin olduğunu söylemiştir. 

“Üç hafta sonra, çocuk ona söylenen şeyleri yapmadığı için geri gönderildi” demiştir. “Tüm çalışmanızın küçük parçalara ayrıldığını görmek sinir bozucu ve bu asla çocuğun suçu değil. Hayatlarındaki yetişkinler onları hayal kırıklığına uğrattı.” diye eklemiştir.

Ayrıca Annett, o çocuğun asla kalıcı bir aile bulamadığını ve koruma sisteminde kendi başına büyüdüğünü belirtmiştir.

TFCO tedavi modeline katılan birçok genç, koruyucu ailede geçirdikleri süre boyunca, grup tedavi evlerinde ve psikiyatri kurumlarında birden fazla görev süresi de dahil olmak üzere, 10’dan fazla yerleştirme sıkıntısı yaşamıştır. 

Day, doğru türde koruyucu aileler ile çalışılmasının TFCO modelinin başarılı olması için çok önemli bir adım olduğunu söylemiştir. Ekiplerin, ihtiyacı olan tek bir çocuğu yaklaşık dokuz ay boyunca kabul etmeye ve ardından bir çocuğu daha evlat edinmeye istekli koruyucu ailelere ihtiyacı vardır.

Day: “Profesyonel koruyucu ebeveynler yetiştirmek istiyoruz.” demiştir.

Annett’ler, Eugene dışındaki küçük kasabalarında, sürekli ihtiyaç sahibi çocuklara bakım sağlamalarıyla tanındıklarını söylemektedirler. Sharon Annett, bakımını sağladıkları tüm gençlerin bir yerde uzun kalmayacaklarını anlamalarını sağladıklarını da belirtmiştir. 

Sharon Annett: “Bu işe şu zihniyetle geldik: bu bir iştir. Aileyi bir çocukla tanıştıracağız ve süreci küçük parçalara ayıracağız; onları yeniden yapılandırıp destek vereceğiz; buna değer olduklarını bilmelerini sağlayacağız ve sonra onlar için daha iyi bir yer bulacağız.” şeklinde açıklamıştır.

TFCO danışmanları, çocukları uygun tedavi edici koruyucu ailelerle eşleştirmenin modelin başarısının anahtarlarından biri olduğunu söylemektedir. 

Aarons, “Çocukların kendilerine benzeyen, onlar gibi konuşan ve onlar gibi dil becerilerine sahip ailelerin yanına yerleştirilmesini istiyoruz. Onları topluma yerleşmek istiyoruz” demiştir.

TFCO modeli kapsamındaki her ekibin, on koruyucu aileyi denetleyen bir lideri vardır. Ekip lideri, bir işe alım görevlisi, gençlik becerileri eğitmeni, gençlik terapisti, aile terapisti ve koruyucu ebeveyn danışmanı ile destek hizmetlerini koordine etmektedir. 

Ekip, koruyucu aileleri sürekli gözetim sağlamaya ve çocuğu sorunlu akranlarından uzaklaştırmaya teşvik etmektedir. Ebeveynler, okul çalışmalarını vurgulamayı ve olumlu pekiştirmelerle zorluklarla başa çıkmayı öğrenmektedirler. 

Day, “Bu bakım seviyesine gelen çocukların çoğu, bin yenilgilik bir geçmiş yaşadı. İyi birisi olmadıkları gibi birçok şey duydular ve birçok yerde başları belaya girdi. Dolayısıyla, gün boyunca iyi yaptıkları şeyler için övgü aldıklarından emin olmak için kanıta dayalı ve iyi kurulmuş sistemlerimiz var” demiştir. 

Gençler koruyucu ailelerinden ve terapistlerinden olumlu pekiştirme alırken, ekip üyeleri eş zamanlı olarak çocukların aileleri veya velileri ile çalışarak etkili ebeveynlik ve sorunlarla baş etme becerilerini geliştirmektedir. Gençler tedaviden “mezun” olduklarında ailelerin bakımı üstlenmeye hazır olmasını istiyorlar. 

Illinois’deki Çocuk Koruma Grubu TFCO Modelini Genişletiyor 

Eyaletin en büyük özel çocuk koruma kuruluşu olan Illinois Lutheran Sosyal Hizmetleri (LSSI), Haziran 2021’de Illinois’de beş yıllık bir pilot projeyi tamamlayarak TFCO tedavi modelinin kullanımını yaygınlaştırmaya başlamıştır. Chicago, Aurora ve Rockford, Illinois’de faaliyet gösteren ekipler bulunmaktadır. LSSI, Illinois, Peoria’da da bu modeli yaygınlaştırmayı ummaktadır. 

LSSI modelini kolaylaştıran Anne Barclay, devlet çocuk koruma sistemi liderlerinin, devlet tarafından sözleşmeli grup bakım tesislerinde istismar ve ihmal iddialarını ortaya çıkaran Chicago Tribune tarafından yapılan sert bir soruşturmanın ardından koruyucu gençler için yatılı bakıma bir alternatif bulmak istediklerini söylemiştir. 

Street Roots’un 2019’da bildirdiği gibi, Oregon’da da benzer bir tartışma yaşanmaktadır. Kâr amacı gütmeyen gruplar A Better Childhood and Disability Rights Oregon ve ortakları, Oregon’a koruyucu çocuklar adına dava açtılar ve eyaletteki koruyucu aile sisteminin tamamen elden geçirilmesini talep etmişlerdir. 

LSSI, 6 ila 11 yaş arası üç çocuk takımı içeren beş yıllık bir pilot proje için TFCO’yu seçmiştir. TFCO ekip liderleri ve koruyucu aileler, çocukları 2016 yılında evlere kabul etmeye başladılar ve bir daha asla geriye bakmadılar. 

Barclay, pilot programın çok başarılı olduğunu, çocuk koruma sistemi liderlerinin eyalette koruyucu aile tedavisine devam etmeyi seçtiğini ve hatta geçen yıl Chicago’da ek bir ekip eklendiğini söylemiştir. TFCO modelinin, önemli ölçüde zorluk çeken çocukların Illinois’deki biyolojik aileleri veya diğer bakıcılarıyla birlikte evlerine dönmelerine yardımcı olduğunu belirtmiştir. 

TFCO modelini kullanan pilot projenin sonuçlarına atıfta bulunarak, “Koruyucu Tedavi Bakımına gelen çocukların %71’inin programı tamamladığını ve hazırlanmış bakım sonrası evlerine geçebildiklerini gördük” demiştir. 

Barclay, tedaviden olumlu sonuç alan gençlerin %10’unun ebeveynlerinin yanına dönebildiğini söylemiştir. Diğer %45’i ise akraba veya bilinen bir aile dostunun yanına taşınmıştır. Kalan %45’i ise özel olarak seçilmiş, evlat edinen koruyucu ailelere yerleştirilmiştir. 

Illinois’deki koruyucu tedavi için bekleme listesi, herhangi bir zamanda ekiplerin 40 yeri için yaklaşık 10 ila 15 gence ulaşmıştır – LSSI, Peoria, Illinois’deki ek ekibi finanse edebilirse bu sayının 50’ye yükseleceği de belirtilmiştir. 

Barclay, başarısının yanı sıra, LSSI pilot projesinin, TFCO modelini ve diğer terapötik koruyucu aile modellerini doğrudan rekabet olarak gören Illinois’deki grup bakım sağlayıcıları tarafından başlangıçta bazı tepkilerle karşılandığını söylemiştir. Ayrıca, birçok çocuk koruma sistemi görevlisi, koruyucu ailelerin bu tür aşırı davranışsal zorluklarla karşılaşan gençlerin üstesinden gelebileceğine ilk başta şüpheyle yaklaşıyordu. 

Barclay, “Bakımını üstlendiğimiz çocuklardan bazıları koruyucu ailelerimize ve personellerimize birtakım sorunlar çıkarttı” demiştir. 

Koruma sistemindeki evleri denetleyen ekipler, TFCO modelinin, aileleri veya başka bir bakıcısı dönüşlerini bekleyen çocuklar için en iyi şekilde çalıştığını ve gençlerin tedavilerine daha fazla yatırım yapmasını sağlamıştır. 

Ekipler ayrıca COVID-19 pandemisinin ortasında ek koruyucu aileleri ve ekip üyelerini işe alma konusunda zorluklarla karşılaşmıştır. Karantinaya alma, mevcut koruyucu ailelerle öğle yemeklerinin veya diğer sosyal toplantılarının yüz yüze yapılması mümkün olmamıştır. 

Barclay, takımlarının çoğunun kapasitesinin altında çalıştığını söylemiştir. Rockford, Illinois’deki bir ekip, tek bir gence hizmet eden yalnızca bir koruyucu aileye sahiptir; ancak Barclay, dört koruyucu ailenin şu anda “halihazırda” beklediğini söylemiştir. 

Çocuklara hizmet veren koruyucu aileler bile, COVID-19 güvenlik endişeleri nedeniyle evlerini yeni gençlere ve birden fazla ekip üyesine açma konusunda temkinli davranmaktadırlar. 

Çocuk Koruma Sisteminin, insanları koruyucu aile olarak, hatta düzenli koruyucu aile olarak hizmet etmeye ikna etmek için yıllarca mücadele ettiği Oregon’da da bu sorun büyük bir endişe kaynağıdır. 

Aarons, TFCO modelinin eyalet çapında genişlemesi için Oregon’un koruyucu ailelerden daha fazlasına ihtiyacı olduğunu söylemiştir. Çocuk koruma, ruh sağlığı hizmetleri ve çocuk adaleti departmanının hepsinin uzun vadeli yatırıma değer olduğuna ikna edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. 

Washington Kamu Politikası Enstitüsü, TFCO için yatırılan her doların aslında tasarruf edilen dört dolar olduğunu belirtmiştir. 

Day, çocukların Eugene-Springfield bölgesinde bakım almak için eyalet çapında seyahat etmek zorunda kalmamaları için TFCO modelinin Lane County’nin ötesine geçtiğini görmek istediğini söylemiştir. Devletin Oregon’daki tedavi gören koruyucu ailelerin sayısını dört katına çıkarabileceğini ve hala yatakları dolduracak çocukların olacağını belirtmiştir. 

Day, “Kimsenin asla birlikte yapamayacağını düşündüğü çocukları gördüm, evlerine sonrasında anneleriyle birlikte gittim” demiş “Bu benim için çok önemliydi. Bu durum sadece onları başarıya hazırlamıyor ve yörüngeyi değiştiriyor, böylece gerçekten bir şansları oluyor.” şeklinde açıklama yapmıştır.

Annett’ler de ayrıca birçok başarıya imza atmıştır. 4 yaşındayken bakım verdikleri küçük bir kızın babası, çifti kızın 8. sınıf mezuniyetine davet etmiştir. 4 ve 5 yaşlarında büyüttükleri bir grup erkek çocuk şimdi liseyi bitirmektedirler. Tedavi modelini takip etmeyi reddeden 10 yaşındaki bir çocuk bile 10 yıl sonra Annett’leri ziyarete gelmiştir.

Sharon Annett, “Bize teşekkür etti,” dedi. “Yaşadığı en iyi yer olduğunu söyledi ve işe yaramadığı için üzgündü.” O zamandan beri, koruyucu ailedeki diğer çocuklara yardım etmek için kar amacı gütmeyen bir kuruluş kurdu. 

Sharon Annett, koruyucu aday ailelere ve evlat edinmek isteyen ailelere, “Nasıl olacağı konusunda kafanızda bir fikir olabilir, ancak bu şimdiye kadar yaşadığınız hiçbir şeye benzemeyecek” diyerek olumlu bir mesaj göndermiştir.

Bu çocukların yanında olmaya istekli aileleri bulmanın asla kolay olmadığını söylemiştir. “Bizden sonra gidecekleri bir sonraki yerin son nokta olduğundan emin olmak istiyoruz” diye eklemiştir.

 

Bu yazı Şevval Tufan tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmış, kontrolü Gamze Bilir Seyhan tarafından yapılmıştır.

Bu yazı “Treatment foster care model shows promising results” başlıklı yazıdan Türkçeye çevrilmiştir.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Kriz dönemlerinde koruma altında yetişen çocuklar eğitime nasıl erişir?

Kriz dönemlerinde toplumda odaklanılan öncelikli konu yaşam ve sağlıktır. Sonrasında ise eğitim ve diğer temel gereksinimlere yönelik çalışmalar gerçekleştirilir. 2020 pandemi süreç yönetimi de buna benzer bir şekilde ilerledi. Öncelik olarak hastalığın yayılmasının önlenmesi ve tedavi süreçlerine ilişkin hızlı uygulamalar geliştirildi. Hastalığın ciddiyeti devam etmekle birlikte işin ekonomi ve eğitim ayağı da ele alındı. Eğitim ayağında hızlı bir adımla uzaktan eğitime geçiş yapıldı. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencileri derslere Eba, EbaTV ve ZOOM üzerinden katılım sağlarken, üniversite öğrencileri de kendi üniversitelerinin tercih ettiği online platformlar üzerinden eğitime katılım sağlamaya başladı. Bu noktada pandemi öncesinde de üzerine çalışılan bir konu çok daha somut ve keskin bir şekilde yüzümüze çarptı.

Uzaktan eğitim bu süreçte yapılabilecek en hızlı ve akıllıca çözüm olarak kurtarıcı bir rol üstlendi. Peki ama tüm çocuklar eğitime erişimde eşit fırsatlara sahip miydi? Gelir düzeyi düşük veya çok çocuklu ailelerde, çocukların bilgisayar, tablet ve telefona erişiminde güçlük yaşandı, kampanyalar düzenlendi. Buna bir de kırsal kesimde yaşayan çocukların internete erişimde yaşadığı güçlükler eklendi. Kısaca eğitime erişimde fırsat eşitliği ülke genelinde tartışılan bir konuyken koruma altında yetişen çocukların eğitime erişimde yaşadığı güçlükler çok da ön plana çıkmadı. 

Kapalı kurumlar yapısı gereği iç düzenini ve güçlüklerini denetleyemediğimiz yapılar. Bu nedenle kurum bakımında koruma altında yaşayan çocukların yaşadıkları güçlüklere ilişkin elimizde somut veriler yok. Yalnızca duyumlarımız doğrultusunda oluşturduğumuz varsayımlarımız var. Çocuk evlerinde kalan her çocuğa özel tablet veya bilgisayar desteği sağlanıyor mu? Çocuklar derslerine rahatça katılım sağlayabiliyor mu? Evde çoğu anne-baba çocuklarının başında durarak derslere katılımından emin oldu ve ödev takibini sağladı. Peki kurum bakımında ortalama 5 kişilik evlerde her biri farklı sınıfa giden çocukların eğitim devamlılığını ve verimliliği kim takip ediyor? Bilmiyoruz.

Bildiğimiz ve yakından takip ettiğimiz konu ise koruma altındaki üniversite öğrencilerinin yaşadıkları süreç oldu. Pandeminin yayılmasıyla karantina tedbirleri kapsamında KYK’ler yani öğrenci yurtları boşaltılarak karantina merkezleri haline getirildi. O dönemde bir gece yurtlarından çıkarılan gençlerin yaşadığı şoku hep birlikte izledik. Üniversiteli gençler ailelerinin yanına dönüş yaptı.

Peki koruma altındaki gençler ne yaptı?

Sorumlu sosyal hizmet uzmanlarıyla görüşen gençler kayıtlı oldukları çocuk evlerine dönüş yapabileceklerini ama giriş yaptıktan sonra koronavirüs tedbirleri sebebiyle kurum dışına çıkış yapamayacaklarını öğrendiler. Bir kısmı ise kayıtlı olduğu çocuk evinde yer olmadığı bilgisine ulaştı. Sonuç olarak çok az bir kısmı çocuk evlerine dönüş yaparken bir çoğu kalacak yer bulma telaşına girdi. Bu süreçte akrabalarının ve arkadaşlarının yanına giden oldu ancak pandemi süreci bitmek bilmeyince, koruma altındaki gençler bireysel yaşama erken ve ani bir giriş yaptılar. Kalacak yer sorununu bir şekilde çözen gençleri karşılayan bir diğer sorun eğitime erişim oldu. O dönemde Hayat Sende Derneğine eğitime erişim için bilgisayar ve tablet talebiyle başvuran pek çok genç oldu. Biz de hem kalacak yer sorununa hem eğitime erişim sorununa dikkat çekmek için #YaEvdeYoksam isimli bir kampanya düzenledik ve halihazırda bursiyerimiz olan koruma altındaki gençlere ek burs sağladık. Yeterli olmasa da bu süreci koruma altındaki üniversite öğrencileri için kolaylaştırmaya çalıştık. Ancak sorun çözülebilmiş değil.

Koruma altındaki üniversite öğrencileri hem barınma hem eğitime erişimdeki güçlüklerle mücadele etmeye devam ediyor.

Kriz dönemlerinde yaşanacak karmaşayı ve mağduriyetleri önlemenin en etkili yolu aslında krize kriz gelmeden önce hazırlıklı olmaktan geçiyor. Kriz dönemleri için acil uygulama planlarınız olduğu takdirde bu sorunları gelmeden öngörüp önlemler almak daha kolay. Zaman bir şekilde ilerliyor ve pandemi atlatılıyor. Ancak eğitime erişimde sıkıntı yaşayan çocuk ve gençlerin kayıplarının yeri doldurulması mümkün olmayan bir boşluk olarak kalıyor. Süreç geçiyor ancak aylardır kapalı kurumlarda kalan koruma altındaki çocuklar için yaşanan travmalar acı bir anı olarak hafızalarda yer ediyor. Süreç geçiyor ancak aylardır bir başkasının yanında kalmaya çalışan, kendine ait mahrem alanı olmayan koruma altındaki üniversite öğrencilerinin hissettiği kendi başına kalmışlık hissi acı bir deneyim olarak kalıyor. Koruma altında yetişen çocuk ve gençler de dahil tüm çocukların hayata fırsat eşitliğiyle hazırlandığı bir toplum dileğiyle… 

Rumeysa Bozdemir – Sosyal Hizmet Uzmanı