Yuvalarda Gönüllü Olmayı Bir Daha Düşünün

Bakımı ve korunması çeşitli sebeplerle biyolojik ailesi yanında sağlanamayan çocukların bakım ve korunması devletin denetim ve kontrolünde gerçekleştirilmektedir. Devlet denetiminde sağlanan bu bakım koruyucu ailelik gibi modellerle aile yanında ya da yetiştirme yurdu, sevgi evi, çocuk yuvası, çocuk evi gibi dönem dönem farklılaşan modellerle kurum bakımında gerçekleştirilmektedir.

Koruma altında yetişen çocuklar alanında çalışırken göz önünde bulundurulması gereken çok fazla etmen bulunmaktadır. Temel motivasyon, korunmaya ihtiyacı olan bir çocuğun alabileceği en iyi bakım ve korumayı almasını sağlamaktır. Bu nedenle bakım modelleri ihtiyaçlara göre değişmekte, en iyi bakım modeli arayışı devam etmektedir. Burada bakım modellerinin geliştirilmesinde ve bakımın sağlanmasında temel faktör çoğu zaman kamu olmaktadır. Sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler sürece destek olmakta, bazen kolaylaştırıcı bazen savunucu roller üstlenmektedir. Bu yazıda çoğunlukla gözden kaçırılan ve destekleri bir düzene bağlı olmayan, çoğunlukla iyi niyetle çalışmalar gerçekleştiren, sistemin önemli bir parçası olan “gönüllülerden” ve “kurum bakımındaki çocuklarla gönüllülükten” bahsedeceğiz.

Gönüllülük, iyi bir motivasyon ve doğru yöntemle büyük şeyler başarabilecek çok değerli bir süreçtir. Koruma altında yetişen çocuk alanında kişilerin, anne ve baba ilgisine yeterli düzeyde erişemeyen çocuklara gönüllü olarak zamanını ve enerjisini ayırması da çok önemlidir. Ancak çok değerli olan bu motivasyon aynı zamanda çok da tartışmalı sonuçlara yol açabilmektedir. Dünyada “yetimhane turizmi” adıyla anılan, çocuklara yarar sağlamaktan çok zarar veren, çocukları daha çok gönüllü çekmek ve bağış toplamak için kullanan, ihtiyacı olmayan çocukların dahi yurtlara yerleştirilmesine sebep olan uluslararası bir sektör bulunmaktadır. Bu sektörün amacı çocukların daha iyi bakım almasını sağlamak değil vicdanını rahatlatmak isteyen gönüllerin kendine en uygun “yetimhane”yi bulmasını sağlamaktır. Bu sektör çocukların ilgiye ve paraya muhtaç görünmesini sağlamak üzerine kurgulanmış, çocukları bilerek aç bırakma, çocukların kötü koşullarda yaşam sürmelerine neden olma, her gelen yeni gönüllüye şirin gözükmeye zorlanma gibi kabul edilemez yöntemlerle kar payını artırmaya çalışmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki beyaz yakalı gönüllüleri hedefleyen bu sektör ülkeler arası bir turizm acentesi şeklinde çalışmaktadır. Dünyada, gelişmemiş ülkeleri pazarı haline getiren bu sektöre karşı çocuk koruma alanında güçlü sesler yükselmeye başlamıştır. Bu sesler gönüllülere seslenmekte ve “yetimhane gönüllülüğünü durdurun” mesajı vermektedir.

Türkiye’de durum bu kadar vahim değil. Peki neden bu çok rahatsız edici sektörden bahsettik? Çünkü “yetimhane turizmi” dediğimiz sektör, gönüllülüğün amacı ve yöntemi net olmadığında işin ucunun gidebileceği son vahim noktayı bize göstermektedir. Evet şu an bizde, görünürde bu kadar acımasız bir yapılanma yok ama acaba gönüllülük şeklimiz bizi bu sektöre doğru itiyor olabilir mi? Bu noktada size bazı önemli gördüğümüz noktaları sunacağız. 

Gönüllülükte temel motivasyon gönüllünün tatmin olması değil çocuğun ihtiyacı doğrultusunda en iyi desteği almasıdır. Bu çok basit görünen ilke aslında tüm çalışmaların temelini oluşturmaktadır. Koruma altında yetişen çocuklarla, çocuk evlerinde yaptığımız gönüllülükte çocukların neyi istediğini umursamıyorsak, yalnızca kendi çizdiğimiz ve hoşumuza giden plana bağlı ilerliyorsak, çocuğun özel alanına, kendine ayırdığı saatine saygı duymuyorsak bu gönüllülüğün temelde kimin için olduğunu tekrar gözden geçirmeliyiz. Çocuk her gün ve her saat sizin etkinliğinizin bir parçası olmak istemiyor olabilir. 

Bir diğer önemli nokta gönüllüler ve çocuk arasında kurulan bağdır. Çocuklar gelişimleri gereği bir yetişkinin ilgi ve sevgisine ihtiyaç duymakta, bu ilgiyi ve sevgiyi düzenli olarak almak istemektedirler. Koruma altında yetişen çocuk alanında, kurum bakımındansa aile temelli bakım modellerini desteklememizin temel nedeni çocukların ihtiyaç duydukları bu birebir ve sürekli  ilgiye kurumda tam olarak erişemiyor olmasıdır. Bakım personelleri ellerinden gelenin en iyisini yapıyor bile olsa nihayetinde ilgilenmesi gereken pek çok çocuk ve yerine getirmesi gereken pek çok sorumluluk bulunmaktadır. Bu noktada kuruma gönüllülük için gelip giden gönüllüler ihtiyaç duyulan bu bireysel ilgi ve sevgiyi sağlamakta önemli bir kaynak olarak görülebilir. Burada da karşımıza gönüllülüğün şekli ve süresi meselesi bir sorun olarak çıkmaktadır. Çocukların bir gönüllü ile bağ kurması ilk başta çok şirin gözükmekte, ancak günübirlik yapılan gönüllülüklerde, çocuk sevgi bağı kurduğu yetişkini bir daha hiç göremediğinde, bir gün önce aldığı ilgiyi ertesi gün bulamadığında, her hafta yeni bir gönüllü ile bağ kurması gerektiğinde yaşadığı karmaşa göz önüne alınırsa durumun çok daha ciddi ele alınması gerektiği görülür. Ayrıca gönüllülükte düşülen büyük yanılgılardan biri hediye götürmenin çok iyi bir etkinlik olduğu görüşüdür. Hediye bir çocuğu mutlu eder ancak sürekli tanımadığı insanlardan hediye alıyor olmak bir süre sonra hediyenin anlamının da yitirilmesine ve ihtiyaç duyulan ilginin bir eşyaya indirgenmesine sebep olmaktadır. Bir günde verilen aşırı ilgi ve sevgi çocuğun bir ay boyunca ihtiyaç duyduğu desteği ne yazık ki sağlamıyor. Önemli olan çocuğa ihtiyacını sormak, onu dinlemek, onunla kaliteli zaman geçirmek, gönüllülük sürecini anlatmak, bir gün bu ilişkinin sonlanacağını anlamasına yardımcı olmak, çocuğun bu süreçten en iyi yararı almasını sağlamaktır. Belli bir düzende ilerleyen ve çocuğun dahil edildiği gönüllülük bunları sağlamak için güzel bir adımdır.   

Biz Hayat Sende olarak kurumlarda gönüllülüğe tamamen karşı değiliz, ancak çekinceli destekliyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz durumlar ışığında çocuğun merkeze alındığı, gönüllülük sürecinin başının ve sonunun çocuk için de anlaşılır olduğu, çocuklara bir gün dolu dolu ilgi göstermek değil zamana yayılmış düzenli ilginin sağlandığı gönüllülükleri sonuna kadar destekliyor, bu tarz gönüllülük yapmak isteyen kişi ve kurumlara eğitimlerle destek oluyoruz. Gönüllülüğün çok değerli olduğunu biliyor, bu sürecin hem gönüllü hem de çocuk için verimli olmasını istiyoruz. Sistemin içinde önemli bir yer kaplayan gönüllülerin motivasyonlarını en güzel şekilde değerlendirmek için mücadele ediyoruz. Siz de koruma altındaki çocuklar alanında bilinçli gönüllülük yaparak bu mücadeleye destek olabilir, çocuklara destek olabilirsiniz. Her çocuğun ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiye eriştiği bir dünya dileğiyle…

 

Rumeysa Bozdemir

Sosyal Hizmet Uzmanı

Hayat Sende Derneği Genel Koordinatörü

LinkedIn: https://tr.linkedin.com/in/rumeysa-bozdemir

Tavsiye Edilen Yazılar