“Onsuz Hayatta Olamazdım”: Mentorluk, Koruyucu Aileden Ayrılanların Hayatlarını Nasıl Değiştiriyor?

Koruyucu Aile Yanında Kalan İskoçya Gençlerini Mentorlarla Eşleştiren Programın Dönüşümsel Etkileri

 

Glasgow Easterhouse’lu 21 yaşındaki Billy McMillan, mentorluk uygulaması olmasa “ Ya tıpkı babamın benim yaşımdayken olduğu gibi hapiste olurdum, ya da benimle aynı geçmişe sahip Glasgowlu diğer erkeklerin yaşadıklarına bakarak muhtemelen ölmüş olurdum” diyor. 

McMillan’ın çalkantılı bir çocukluğu vardı ve koruyucu ailenin yanındayken de kendisini zayıf bir ruh sağlığı ve intihara meyilli düşünceler içinde buluyordu. “Liseye geçene kadar tam olarak birey değildim, kırık parçaların bir araya gelmesi gibiydim.” diyor. “Okuyamıyor, imla kurallarını bilmiyor, bisiklet süremiyor ve yüzemiyordum … Bağcıklarımı bile kendi başıma bağlayamıyordum.”

14 yaşındayken McMillan, korunmaya ihtiyacı olan gençlere yönelik destek sunmayı hedefleyen yeni bir programa katıldı. MCR (Motivasyon, Bağlılık, Direnç) Yolu adıyla 2007’de başlayan bu program, koruyucu aile yanında kalan ya da önceden kalmış gençlere okulun son üç yılında birebir mentorluk  desteği sağlıyor. 

McMillan, bir mentora sahip olmanın tüm hayatını değiştirdiğinden bahsediyor. “Her şey çok daha farklıydı – beni tanımayan, beni yargılamayan ve benim için herhangi bir tehdit teşkil etmeyen birinin olması çok farklıydı.”

McMillan da İskoçya’da koruyucu aile yanında kalmış ya da kalmakta olan ve mentorluk programından destek alan binlerce gençten yalnızca birisi. MCR’nin açıkladığı sayılara göre ülke çapında 14-18 yaş arasındaki 1.500 genç halihazırda mentorluk desteği alıyor.

Bu mentorlar  gönüllülerden oluşuyor. Gönüllülerin geçmiş araştırması yapılıp mentorluk  eğitimi verildikten sonra okullardaki koordinatörler bu mentorları ilgi alanları, konumları ve diğer unsurlara göre potansiyel danışanlarla eşleştiriyor. Covid öncesinde katılımcılar mentorlarıyla okulda haftada bir gün buluşabiliyordu. 

Yüz yüze iletişimin gücü üzerine kurulmuş böylesi bir girişim için sokağa çıkma kısıtlamaları, büyük bir sorun teşkil ediyordu ancak mentorluk, sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında da mentorlarıyla video konferanslar, sesli aramalar yaparak ve mesajlaşarak “buluşan” 2.000 genç ile devam etti. 

… … … … … … … … … … … … … … … … … … … …

Geçen sene, evimin yakınlarındaki Glasgow’da yaşayan 16 yaşındaki danışanım Shannon ile (gerçek ismi bu değil) eşleştirilerek ben de bir mentor oldum. Shannon, genç bir kadından destek almak istiyordu. Ben de 28 yaşında en genç mentorlardan bir tanesiyim.

İlk başlarda, okula geri gidip hakkında hiçbir şey bilmediğim bir gençle birebir zaman geçirmek, bir yetişkin olarak otorite görülmek beni oldukça germişti. Ama gergin olmama hiç de gerek yokmuş; birlikte çalışmamızın ilk yılına yaklaşırken mentor olarak geçirdiğim saatler, bütün hafta içindeki en eğlenceli, en ödüllendirici ve motive edici saatler olmaya başladı. 

İlk önce ödevler, ev hayatı ve paylaşmak istediği her şey hakkında özel olarak konuşabileceğimiz bir yer olan Shannon’un okulunda haftada bir saat buluşmaya başladık. Birkaç ayı geride bırakıp aramızda uyum sağladıktan sonra sokağa çıkma yasakları başlayınca video konferansa geçiş yapmak ilk başlarda oldukça zorlayıcıydı; aradaki iletişim daha resmi olmaya başlamıştı, WiFi ve kalabalık bir okulda sessiz bir oda bulmak ilk birkaç seansımızı aksattı. Ancak buna da uyum sağladık ve her hafta matematik dersinden, kariyer planlarına, Love Island’dan (Birleşik Krallık’ta yayımlanan bir TV programı) TikTok’a kadar her şeyden konuşmak için buluşmaya devam ettik. 

17 yaşındaki Susanne Richards, mentoru Jenny McLeod’un kendisine uzun vadede düşünmede yardımcı olduğunu söylüyor. “Beni motive etti ve ilk defa bir geleceğe bakmama yardımcı oldu.” McLeod ile tanışana kadar Richards’ın davranışsal sorunları vardı ve odaklanma problemleri yaşıyordu.

“Daha öncesinde bana teklif ettikleri tek şey öfke yönetimiydi ve bu da benim ihtiyacım olan bir şey değildi.” şeklinde açıklamasına devam ediyor. “Bir öğretmenle ya da sosyal hizmet uzmanıyla konuşurken devamlı yargılanıyor ve inceleniyormuş gibi hissediyorsunuz. Ama bir mentorla her şeyi konuşabilir ve içinizdeki her şeyi ortaya dökebilirsiniz.” 

Bu senenin başında Richards’a Strathclyde Üniversitesi’nden Hukuk eğitimi alması için koşulsuz teklif geldi. “Şu ana kadar başardığım şeylerin hiçbirisini mentorum olmadan yapamazdım, ama mentorum yine de işin hiç de böyle olmadığını söylüyor.”

Birebir mentorluğa ek olarak MCR programı, aynı zamanda gençleri grup çalışmaları, iş yerlerinde “yetenek tadımı” seansları ve yüksek eğitim ile de destekliyor. Bu yardım kuruluşu toplamda her hafta 2.300 gençle çalışıyor ve bunların %15’i de İskoçya’nın “bakımı üstlenilen” gençlerini oluşturuyor.

Program hakkında yapılan üç yıllık araştırmanın bu yıl yayımlanan sonuçları, Richards ve McMillan’ın deneyimlerinin yalnızca onlara özgü olmadığını ortaya koydu. Program, İskoçya’nın en avantajsız gençleri olup programa katılan diğer genç bireyler üzerinde de benzer, dönüştürücü etkiler bırakıyor. Danışanların %77.6’sı İskoçya’nın en yoksul bölgelerinin %20’sinde yaşıyor. Diğer taraftan, koruyucu aile ile kalan gençlerin orantısız bir şekilde eğitim ve istihdama katılmama oranı Birleşik Krallık’taki diğer gençlerde %12 iken koruyucu aile ile kalan gençler arasında %39 oranıyla daha yüksek. Araştırmaya göre mentoru olan gençlerin %81.6’sı, mentoru olmayan ve koruyucu aile yanında kalıp okuldan ayrılan %56.3’lük dilimin aksine üniversiteye devam ediyor ya da mezun olduktan sonra bir iş buluyor. Buna ek olarak bağımsız bir araştırma da mentorluğun  etkileri üzerinde özellikle duruyor ve bu programın okullarda artırılmasının gerektiğini belirtiyor. 

Girişimci ve MCR Yolu’nun kurucusu Iain MacRitchie, programın sağladığı faydaların eğitimin de ötesine geçtiğinden bahsediyor. “Aslında yalnızca eğitim sistemine dahil olma sebebimiz, bu kurumların hayattaki fırsatlara ivme kazandıran yegane yerler olması.” “Klinikler, sosyal hizmetler ve topluluklar aracılığıyla da insanlara ulaşmaya çalıştık ancak işe yarayan tek şey birebir ilişkilerdi. Konsepti oluşturduktan sonra programı yaymamız gerekiyordu ve herkese ulaşılabilecek en iyi yer neresi olabilir? Tabii ki okullar.”

MacRitchie’ye göre MCR’nin mentorluk programı özel bir başarı elde edebildi çünkü planlamanın, planı ulaştırmanın ve değerlendirmenin her aşamasında gençlerin kendisi işin içine dahil oldular. MacRitchie’nin söylediğine göre mentorluk ve bu hizmeti alan pek çok gencin hayatında yer alan ruh sağlığı, şiddet ve bağımlılık gibi sorunlar arasında çok açık bir bağlantı var. “Bu gençler kendilerinden kaynaklanmayan hatalar yüzünden başarısızlığa mahkum ediliyor ve bu çok büyük bir kayıp. Mentorluğun özsaygı, özgüven konularında gençlerin görüşlerine yardımcı olduğunu da biliyoruz çünkü kendileri bizlere devamlı olarak işe yaradığını söylüyorlar.”

MacRichtie, geçtiğimiz on yılda Glasgow’da okuldan atılmada %81 oranında bir düşüş ile birlikte çocuk suçlarında %48’lik azalma arasında sıkça bahsedilen bağlantıya da değinerek nerede olursa olsun İskoçya’nın, çocukları okuldan atmaktansa okulda tutma politikasının suçların, madde kullanımının ve çete şiddetinin azalmasına yardımcı olduğunu söylüyor. “Ancak ‘haydi çocukları okula alalım’ deyip ek destek sağlamamak olmaz.” “İşte bizler de burada devreye giriyoruz.” Bu yardım kuruluşu, koruyucu aile ile kalan 1.000’den fazla gence, evde öğrenimden ruh sağlığına kadar her şey hakkında öneriler vererek sokağa çıkma kısıtlamalarındaki deneyimleri hakkında gençleri bir incelemeye tabi tuttu ve daha sonra bu bilgiler yerel yönetim ve İskoçya hükumetine sunuldu.

Covid’in getirdiği belirsizliğe rağmen MacRichtie, MCR modelinin Birleşik Krallık’ın her yerinde bir çözüm olabileceğine inanıyor ve bu programı devamlı olarak pek çok yerel İngiliz yetkililere de sunuyor. 

“Sokağa çıkma kısıtlamalarının en dezavantajlı kesimlerimiz üzerine bıraktığı etkiye bakacak olursak eğitimin kayboluşu; psikolojik sağlık, özgüven ve kendine inanç üzerindeki şiddetli etkileri daha da derinleştirdi. Genç seslerin duyulması ve alınan tüm kararlarda merkeze gençlerin konması kesinlikle çok kritik. Gençlerin %80’inden fazlası, bize MCR mentorluk hizmetinden yararlanmak istediklerini belirtti. Verdikleri dönütler apaçık ortada.”

McMillan, şu an Glasgow, West of Scotland Üniversitesinde siyaset bilimi okuyor ve eskiye göre çok daha mutlu olduğunu söylüyor. “Hâlâ [mentorumdan] aldığım destek olmasa bugün burada olamayacağımı düşünüyorum ve bunu derken başarılardan değil hayatta olmaktan bahsediyorum.” diyor.

 

Bu yazı Muhammet Erol Erden tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

Tavsiye Edilen Yazılar