Korumadan Ayrılanlar

Devlet korumasından ayrılanlar, akran desteği ağları oluşturmanın gerekli olduğunu söylüyor.

“18 yaşına geldiğimizde yalnızız. Bize akıl verecek, destek olacak kimsemiz yok. Toplum bizi ancak kim olduğumuzu, kimliğimizi gizlersek hoş karşılar. Yetiştirme yurdundan veya koruyucu aileden ayrıldığımızda günlük işlerimizi nasıl yöneteceğimizi bilmiyoruz. Biraz paramız var ama nasıl yöneteceğimizi bilmiyoruz.” -Nahla EINemr, korumadan Ayrılanlar Ağı, Mısır.

Nahla, 23 – 25 Kasım 2020 tarihleri arasında düzenlenen ilk Uluslararası Korumadan Ayrılanlar Kongresi’nde bir çevrimiçi panelde konuşmacıydı. SOS Çocuk Köyleri tarafından düzenlenen ve kongre öncesindeki bir dizi web seminerinin ilki olan bu web semineri, korumadan ayrılanlar için akran destek ağları oluşturma ihtiyacına ve sivil toplumun onları desteklemedeki rolüne odaklandı. Korumadan ayrılanlar ve Afrika, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’dan sivil toplum kuruluşlarının (STK’lar) temsilcileri deneyimlerini paylaştı.

Akran destek ağları neden önemlidir?

Korumadan ayrılanlar çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Kimlikleriyle mücadele ederler. Büyürken yaşadıkları deneyimlerin travmasını taşırlar. Koruma altında büyüdükleri için ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Daha sonra reşit olduklarında genellikle desteksiz kalıyorlar. Bu nedenle, destek sunan ağlara sahip olmak önemli. Kinderdorf Perspectief’ten Martine Tobe, korumadan ayrılanların yaşamları ve onların, ebeveyn bakımıyla büyüyen çocuklara kıyasla hayatın sorunları ve sorularıyla nasıl farklı şekilde başa çıktıklarına dair içgörüler paylaştı. Koruyucu aile kuruluşlarının ve ağlarının desteğinin onların refahı için kritik olduğunu söyledi.

Bakımdan ayrılanlar ağı (CLN), gençlerin zorluklarla yalnız olmadıklarını hissettikleri bir güvenlik ağı gibidir. Ağ, tek bir sesle konuşmalarına izin vererek, değişimi tek başına savunmak yerine birlikte savunmalarına imkan tanıyor. Kenya Bakımdan Ayrılanlar Derneği’ni temsil eden Kenya’dan Ruth Wacuca, herkesin büyüdüğü yere geri dönemeyebileceği için “bakımdan ayrılanlar ağı”nın ev gibi hissettirdiğini söyledi.

COVID-19 nedeniyle sosyal mesafe, korumadan ayrılanların hissettiği izolasyonu daha da kötüleştirdi ve destek ağlarına sahip olmanın aciliyetini artırdı. Latin Amerika Bakımdan Ayrılanlar Ağı’nı temsil eden Ekvadorlu Lady Cobena, önceden kaydedilmiş bir mesajda, özellikle pandemi döneminde destek ağlarının öneminden bahsetti. Cobena, “Onların (bakımdan ayrılanların) kendilerini dinleyebilecek, onlara yardım edebilecek ve onlara destek sözü verebilecek bir grup gence sahip olduklarını bilmek, böyle bir krizde devam etmek için her şeyi değiştiriyor” diye ekledi.

Hakları ve yetkileri hakkında bilgi edinmek, korumadan ayrılanların birbirlerinden öğrendikleri başka bir yoldur. Korumadan ayrılanlar, bakımdan ayrılanlar ağı aracılığıyla seslerini keşfedebilir ve haklarını talep etmek için kullanabilirler. Çocuk bakım kurumları ayrıca, kendilerine açık olan yasal hükümleri anlamaları için korumadan ayrılanları eğitmek amacıyla zaman ayırarak onları desteklemelidir. Hindistan, Care Leavers Association and Network’ten Karishma Singh, korumadan ayrılanları kendilerine açık olan yasal hükümler konusunda eğitebilmeleri için çocuk bakım kurumlarını duyarlı hale getirmenin altını çizdi.

Korumadan ayrılanlar ayrıca, haklarının korunması ve karar alma süreçlerinin bir parçası olma ihtiyacını tartıştılar. Böylece ihtiyaçlarını ve olası çözümlerini, zorluklarını ve gereksinimlerini anlamayan kişiler yerine doğrudan hükümet yetkilileri ile paylaşabilirlerdi. Care Leavers Avusturya’dan Fabienne Landerer şunları söyledi: “Korumadan ayrılanların sesleri dikkate alınmalı ve değişim için karar verme sürecine dahil edilmelidir.”

Şimdiye kadar ilerleme

SOS Çocuk Köyleri için Asya Savunuculuk Danışmanı Chathuri Jayasooriya “Korumadan ayrılanlar ve sivil toplum kuruluşları (STK’lar) iş fırsatları, barınma bilgileri, politika savunuculuğu için araçlar, finansal kaynaklar oluşturma ve duygusal destek edinme gibi zorlukların ele alınmasında ilerleme kaydetmek için yorulmadan çalıştı.” dedi.

Kurumlarda büyüyen ve ayrılan çoğu kişinin doğum belgesi yoktur. Sri Lanka’da, bakımdan ayrılanlar ağı olan Generation Never Give Up (GNG), bakımdan ayrılanlara geçici doğum sertifikalarının verilmesinde önemli bir politika değişikliği getirmeyi hükümetle birlikte savundu. GNG ağından Nimmu, “Bu belgeler size bir kimlik ve ana akım topluma giriş sağlıyor” dedi. Sokağa çıkma yasağı sırasında, GNG ağı, korumadan ayrılan 155 kişiye mali yardım ve gıda tayınlarıyla destek verdi. Birlikte, yiyecek ve para olmadan mahsur kalan bakımevlerinden ayrılanlara, yiyecek ve diğer malzemeleri ulaştırması için hükümeti harekete geçirdiler.

GNG Ağı, bir tür korumadan ayrılanlar veri tabanına sahip oldukları için, korumadan ayrılanları destekleyebildi. SOS Çocuk Köyleri Sri Lanka Ulusal Direktörü ve panelistlerden biri olan Bay Divakar Ratnadurai, hükümetlerin bir veritabanında onlar hakkında bilgi toplamaları halinde, korumadan ayrılanları daha etkili bir şekilde destekleyebileceğini söyledi. Ratnadurai, “istihdam, eğitim, sağlık hizmetleri ve korumadan ayrılanlar için yasal desteğin temel zorluklarını ele almak için resmi bir hükümet girişimi olmalıdır” dedi. “Banka hesaplarına ve diğer tesislere erişimi olan CLN’lerin tanınması, bakımdan ayrılanları ana akım haline getirmede uzun bir yol kat edecektir.”

Afrika’da Kenya ve Zimbabwe’de bakımdan ayrılanların girişimleri oldukça dikkat çekici. Kenya’dan Thousand Memories Project adlı fotoğraf projesi, büyüyen çocukların fotoğraflarını çekiyor. Korumadan ayrılırken, onlara bir aidiyet duygusu vermek ve onlara kimlik kazandırarak yıllar içinde nasıl geliştiklerini görmek için bir fotoğraf albümü sunuluyor. Bir başka kayda değer girişim olan Singing to the Lions ise, korumadan ayrılanların travmalarının iyileşmesiyle ilgilenmektedir.

Zimbabwe bakımdan ayrılanlar ağı, hükümetle birlikte çalışarak politika değişikliğini sağladı. Ayrıntılı bir anket yürüttüler ve sonuçlara dayanarak, artık geçerli olmayabilecek eski politikaları iyileştirmek için politika değişiklikleri için öneriler yazdılar. Hükümet yeni bir dizi politika taslağı hazırlamayı taahhüt etti ve bunu Aralık 2020’ye kadar tamamlamayı hedefliyor. Zimbabwe Bakımdan Ayrılanlar Ağı’ndan Jeffrey Chiasi, “Politika değişiklikleri korumadan ayrılanların yaşam standartlarında olumlu sürdürülebilir bir değişiklik getirmek için önemlidir” dedi.

Korumadan ayrılanların karar alma süreçlerine dahil edilmesi, seslerinin parlamentoda duyulması, prosedürler hakkında farkındalık ve bilgi sahibi olmayı gerektirir. Ayrıca, farklı kanunların ve diğer yasal hükümlerin hayatlarını nasıl etkilediğini anlamaları gerekir.

Güney Afrika Parlamento Destek Vakfı, korumayı bırakanların hangi programların özellikle kendilerine yönelik olduğunu ve ulusal bütçeden bekleyebilecekleri mali harcamayı anlamalarına yardımcı olmak için kanunları ve bütçeleri basitleştirerek bakımdan ayrılanları desteklemektedir. Bu bilgi, hükümet yetkililerinin önünde kendi durumlarını ortaya koymalarına yardımcı olur. Öte yandan, politika değişikliklerini destekleyebilmeleri için, bakımdan ayrılanların endişelerini anlamaları için parlamenterleri duyarlı hale getirir ve eğitir.

İleriye giden yol

Korumadan ayrılanlar adil ve ilerici çözümler arıyor. Bu yüzden kendilerini harekete geçiriyorlar ve kolektifleştiriyorlar. Onların eşit muamele görmeleri ve topluma dahil edilmeleri gerekiyor. Bunu tek başlarına yapamazlar, müttefiklere ihtiyaçları vardır. Sivil toplum kuruluşları, onları destekleyerek, karar alma süreçlerine anlamlı bir şekilde katılabilmeleri, işe girebilmeleri ve dolu dolu bir hayat yaşayabilmeleri için erişimlerini, bilgilerini ve anlayışlarını oluşturarak bu boşluğu doldurabilir. Öte yandan, hükümetlerle birlikte çalışan STK’lar, politikacıları korumadan ayrılanların zorlukları hakkında bilgilendirebilir. Mümkün olduğu kadar çok bakıma ayrılan kişiye ulaşarak bir veritabanı oluşturabilirler ve sonuçta hiçbir bakımdan ayrılanın geride kalmaması için küresel bir bakım bırakanlardan ayrılanlar ağı oluşturabilirler.

Sanal foruma Asya, Afrika, Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya’da ki 41 ülkeden yaklaşık 260 kişi katıldı. Katılımcıların çoğunluğu korumadan ayrılan kişilerdi, onları araştırmacılar ve konu uzmanları takip etti.

Bu yazı Müge Uysal tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

Facebook Twitter Pinterest LinkedIn

Fort Worth Çifti, 27 Yıl Boyunca Süregelen Yetişkin Evlat Edinme Sürecine Yeni Bir Kız Çocuğu Kazandırıyor

Teksas Tarrant ilçesindeki bir aile pek sık duymadığınız bir evlat edinme yoluyla büyüdü.

Cuma günü büyük bir grup, Yargıç Kenneth Newell’in aile meselelerine başkanlık ettiği, Tarrant ilçesindeki 233. yerel mahkemeye başvurdu. Ancak bu evlat edinme farklıydı.

Joel ve Jeanette Willis, artık bir yetişkin olan Semico “Semi” Parsons’ı evlat ediniyorlar.

Jeanetta, ilk kilisede tanıştıklarını hatırladı ve “Hangi yıl olduğu önemli mi?” diye sordu.

Joel: “27 yıl önceydi” dedi.

“1994, aynı yıl Semi’yle tanıştık” diye ekledi Jeanette.

Takma adıyla Semi, evde kalan bir gençti ancak Willis ailesi Semi’nin biyolojik annesinin haklarına son vermediği için Semi’yi evlat edinemiyordu.

Aile, Yargıç Newell’e kendilerinin her zaman Semi’nin hayatının bir parçası olduklarını anlattılar.

Kalabalık adliyede duygu dolu anlar yaşandı.

Jeanette “ Semi, yanımızda aile görevlerine götüreceğimiz ya da o sıkıntı içindeyken evlat edineceğimiz o çocuktu.” dedi. “Bizimle aile toplantıları için Louisiana’ya geldi, ailemizin bir parçası oldu.” diye ekledi.

Semico 10 yaşındaki kızına annelik yapmanın yanı sıra ABD donanmasına hizmet etti ve bu süreçte yüksek lisans derecesi almayı başardı. Babalar gününden önceki Cuma günü ise başından beri bağ yoluyla sahip olduğu şeyi yasal olarak elde etti: Bir anne ve bir baba…

“26 yıl boyunca bize anne ve baba dedi” diyen Joel ekledi “Ve dahası doğru zamanlama, bugün bu resmiyet kazanacak ve resmi olarak onun anne ve babası olacağız.”

Evlat edinme süreci, Willis ailesinin diğer çocukları ve Semico’nun kızının onayıyla başladı.

Yargıç Newell, Semico Zamika Parsons’un Jeanette Willis ve Joel Willis ailesinin kızı olduğuna mahkemenin onay verdiğini bildirdi.

Semiko “27 yıldır kalbimden geçen aileye, yuvaya bugün kavuştum.” dedi. “Bugünden daha iyi birgün düşünemezdim. Sadece… Çok şaşkınım.” Diye ekledi.

Joel ve Jeanette’in artık bir oğlu ve üç evlat edinilmiş  kızı var. Semico, gerçekleştirdikleri tek yetişkin evlat edinmedir. Bir de yeni bir torunları oldu; Semico’nun 10 yaşındaki kızı…

 

Tüm bunlar, ailenin kan bağıyla değil, her zaman sevgiyle kurulduğunun yürek ısıtan bir hatırlatıcısıdır.

 

Bu yazı Dilara Çakal tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

‘Kendimi ‘bakım-uçurumunda’ buluyorum.’ Sistem, desteği 25 yaşında aniden sonlandırarak koruyucu aile bakımında büyüyen çocukları başarısızlığa mı uğratıyor?

Bakım sistemi konusunda deneyimli danışman Thuy Ly-Chambers, 25 yaşına girdikten sonra pandemi sırasında “iletişimi kesilip ciddiye alınmadıktan” sonra bakım sistemi tarafından nasıl ‘başarısız’ hissettiğini anlatıyor.

“Ben koruyucu aile bakımında büyüyen biriyim.” 

“O da ne?” ya da “Vay canına!” Bunlar, insanlara koruyucu ailede büyüdüğümü söylediğimde aldığım bazı tepkilerden. Tecrübelerime göre, insanlar koruyucu ailede büyümenin ne olduğu konusunda çok az farkındalığa sahipler ve koruyucu aile bakım sistemi hakkında bilgi sahibi olmadıkları sürece koruyucu aile bakımında büyüyenlerin karşılaştıkları zorlukların da farkında olmuyorlar.

Büyürken, en çok hasret kaldığım şey ırksal olarak öne çıkmadığım ya da en yakın akrabamı başvuru formlarında ‘koruyucu’ olarak belirtmek zorunda kalmadığım normal bir aileydi. Koruyucu ailemin Jamaikalı ve İrlandalı kökenleri, benim Vietnam kökenim ile birleştiğinde sıklıkla meraklı bakışlara ve sorulara sebep olurdu.

Ancak çok kültürlü bir evde büyümek, farklı bakış açılarına olan saygımı ve takdirimi de şekillendirdi. Geriye dönüp baktığımda, yerel yetkililerin beni desteklemek ve koruyucu aile yanına yerleştirmek için devreye girmesi hayatımı değiştirdi. 

İyiliğimi önemseyen ve beni daha fazlasını arzulamaya teşvik eden bir koruyucu aile yanına yerleştirildiğim için şanslıydım. Onların desteğiyle, Ortaöğretim Genel Sertifikası A Seviyeleri ile okuldan ayrıldım ve daha sonra en iyi sanat okullarından biri olan Central Saint Martins’de ve ardından Westminster Üniversitesi’nde okumaya devam ettim. 

Hem yerel yetkililerden hem de koruyucu ailemden gelen destek, koruyucu aile sisteminden bağımsız yaşama geçmeme yardımcı oldu. 

“Destek her dönüm noktasında azaltıldı”

2017 Çocuk ve Sosyal Hizmet Yasası’nın yürürlüğe girmesinden önce, koruyucu ailede büyüyenlere yönelik birçok hizmet, 21 yaşına geldiklerinde aniden sona erdi. İleri eğitime geçerken, eğitim almayıp koruyucu ailede büyüyenlerden daha fazla maddi ve duygusal desteğe hak kazandım.

Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, koruyucu ailede büyüyenlere eğitim durumu ne olursa olsun 25 yaşına kadar destek sağlandı. Yine de, bu güvenlik ağı, genellikle ömür boyu ailelerinden sınırsız destek alan, bakım sistemi deneyimi olmayan yaşıtlarımın tecrübesiyle taban tabana zıttır.

Koruyucu ailede büyüyenlerin refahı üzerine yakın tarihli “Hayatı İyi Kılan Nedir” adlı bir Coram Voice raporu, koruyucu ailede büyüyenler için yüksek refahın, hayatlarında kendilerini destekleyen ve onlara inanan insanlara sahip olmakla, kendilerini güvende hissetmeleri ile, yaşadıkları yere yerleşmekle ve kişisel danışmanlarıyla güvenilir bir ilişkiye sahip olmakla ilişkisi olduğunu keşfetti. 

Bu tamamen benim kendi tecrübemdi ama 25 yaşıma girdiğim anda bu değişti. Benim için 18, 21 ve 25 yaşlarına basmak, desteğin her dönüm noktasında azaldığını hatırlatmasıyla lekelenmişti. 25 yaşına basmak özellikle pandemi döneminde zordu ve bakım sistemiyle ilgili genel tecrübemi gölgeledi. 

Koruyucu ailede büyüyen birçok kişi gibi ben de kendimi aniden kenara itilmiş şekilde ‘bakım uçurumunda’ buluyorum. Bir gün kişisel danışmanım teselli ve öğütler veriyorken, bir gecede tüm destek aniden yok oldu. 

25 yaşından sonra yetişkinliğe geçerken koruyucu ailede büyüyenler için desteğe yatırım yapmaya devam edilmemesiyle, gençlerin bakımdayken refahını iyileştirmeye yönelik iyi işlerin yarım kalma riski vardır.

“İlişkim kesildi ve ciddiye alınmadım”

Politika uzmanları arasında daha fazlasının yapılması gerektiğine dair artan bir anlayış var. CoramBAAF’ta politika, araştırma ve geliştirme direktörü Dr. John Simmonds şunları söyledi: “Çoğu insan için aile desteği asla bitmez.”

“İster doğum günlerini veya diğer kültürel ve dini etkinlikleri kutlamak, ister hayatın olağan stresleri bunaltıcı hale geldiğinde sığınacağınız insanlara sahip olmak veya anne ve babanın bankasına erişmek olsun; aile, ömür boyu ailedir. Bakım sistemi 25 yaşında biteceği inancıyla çalışıyor. Öyle değil ve asla olmadı ve bu inanç ile bu inançtan kaynaklanan her şey acilen daha iyiye doğru değiştirilmelidir.”

Beklenmedik bir şekilde yerel yetkililerimin bilgim olmadan dava dosyamı kapattığını öğrendikten sonra, tekrar düşünmelerini istemek için birden fazla itirazda bulundum, böylece çözülmemiş bir sorunda bana yardımcı olmayı bitirebileceklerdi ancak cevapları hayırdı. Bu, 25. doğum günümden sadece haftalar sonra oldu.

Biyolojik ebeveynlerimin terkini zaten deneyimlemişken, kurumsal anne babamdan ikinci bir terki yaşamak, başka bir büyük darbe oldu. İlişkim kesildi ve ciddiye alınmadım; işte o an sistemin başarısız olduğunu hissettim. Hükümet, çocukların sosyal bakımına ilişkin uzun zamandır beklenen incelemesini yayınlamaya hazırlanırken, bu bakım uçurumunun ele alınması gerekiyor.

Bakım tecrübemi dönüştürmek

Yalnız olduğumun bilinciyle bunalmış haldeyken, karantina bana hayatımın tüm yönlerini incelemekten başka yapacak bir şey vermedi. Erken çocukluğumu, bakım konusundaki deneyimimi ve geleceğimin neler getireceğini düşündüm.

Kurumsal ebeveynimi kaybetmenin yasını tutuyordum. Ancak aylarca moralim bozuk hissettikten sonra nihayet direncimi yeniden oluşturmayı başardım ve düşüncelerimi koruyucu ailede büyüyenlerin yaşamları üzerinde etki yaratacak şeyler yapmaya kanalize etmeye karar verdim.

Koruyucu ailede büyüyenler için kamu hizmeti staj programı başvurumla ilgili güncellemeleri beklerken, önceki işverenim Long Tall Sally ve diğerlerinden aldığım bağışlar sayesinde, bağımsız yaşama geçiş yapan koruyucu ailede büyüyenler için evde başlangıç ​​paketleri oluşturmaya çalışıyorum. 

Bakım sisteminden ayrılma deneyimimi olumlu bir şeye dönüştürmek istiyorum. Yirmi beş sistemin beni bıraktığı yaş ama benim ‘bakıma ihtiyacı olan çocuk’ olmayı bıraktığım yaş değil. Yüz maskeleri yapan küçük bir işletme kurdum ve bakımın 25 yaşında durmasına gerek olmadığını göstermek için koruyucu ailede büyüyenlere 25 adet yüz maskesi hediye etmeyi planlıyorum. 

Koruyucu ailede büyüyen biri olarak hayatın zorluklarının altında ezilmek yerine, bana verilen limonları limonata yapmak için kullanacağım.

 

Thuy Ly-Chambers, Coram Voice’ta Bakım Deneyimli Danışmandır. Yolculuğunu Instagram’da takip edebilirsiniz: @freshlymadelemonaide9

 

Bu yazı Tuğba Oğmaç tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

 

 

19 Yaşındaki Genç Kız Koruyucu Aile Yaşını Doldurduktan Sonra Eski Sosyal Hizmet Görevlisi Tarafından Evlat Edinildi

Monyay Paskalides, doğduğu gün ve sosyal hizmet görevlisi Leah Paskalides tarafından resmi olarak evlat edinildiği gün olmak üzere artık iki doğum günü kutluyor.

Florida Bredantanlı 19 yaşındaki Monyay çocukluğunun büyük bir kısmını koruyucu ailede geçirdi. Altı sene önce 32 yaşındaki Leah onun sosyal hizmet görevlisi oldu. Leah “Good Morning America” adlı televizyon programında bir defa Monyay’ın güvenini kazandıktan sonra kısa bir sürede birbirlerine bağlandıklarını söyledi. Monyay’in yol göstericisi haline geldi ve Monyay 18 yaşına gelerek koruyucu aile programından çıktığında ona yardım etti. Monyay, yetişkinlerin her an ona yardım edebildiği bir evden çıkıp tek başına kaldığı için o dönemlerin zor geçtiğini söyledi.

Leah, Monyay’i çıkar çatışmasına yol açacağı için henüz koruyucu aile programındayken evlat edinemezdi. Ancak yetişkinken evlat edinilen bir adam hakkında bir belgesel izledikten sonra bu fikre açık olup olmayacağını görmek için Monyay’e ulaştı. Good Morning America programında “Onu seven ve onun için bunu yıllar önce de ve şimdi yetişkinken de yapacak biri olduğunu bildiğinden emin olmak istedim” dedi.

Monyay bu fikre çok sevinmişti ve Good Morning America programında bir anneye sahip olmanın hayatı boyunca istediği tek şey olduğunu söyledi. Leah 27 Nisan’da Monyay’i resmi olarak evlat edindi. Monyay, soy ismini değiştirdi ve artık Leah’ya “anne” diye sesleniyor. Monyay aynı zamanda koruyucu aile programındaki gençler için bir yol gösterici ve onlarla beklentileri ve hayatta başarabilecekleri hakkında konuşuyor. “Evlat edinilmeyi hiç beklemiyordum ama işte oldu.” diyor ve yeni annesi için “benden hiç vazgeçmedi” diye ekliyor.

 

Bu yazı Deniz Yıldırım  tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

 

 

JK Rowling, Öğrencileri Yetimhanelerde Gönüllü Ol(ma)maya Çağırıyor

Yazar, ‘yetimhane turizminin’ aileleri birbirinden ayırdığını ve çocukları istismara karşı savunmasız hale getirdiğini öne süren kanıtların altını çiziyor.

JK Rowling, dünyanın dört bir yanındaki öğrencilere yetimhanelerde “gönüllü olmama” çağrısında bulunarak, “yetimhane turizminin” aile ayrılığını ve çocuk ticaretini tetiklediğine dair ortaya çıkan kanıtlara değindi. 

Genç liderler için küresel forum olan Londra’daki One Young World zirvesinde konuşan Harry Potter yazarı ve çocuklara yardım kuruluşu olan Lumos’un kurucusu ve başkanı Rowling, yetimhanelerin çocuklara ve topluluklara “telafisi imkânsız zararlar” verdiğini ve “istismara neden olduğunu” söyledi.

Rowling: “En iyi niyetlere rağmen üzücü gerçek şudur ki yetimhanelere yapılan ziyaret ve yetimhanelerdeki gönüllülük, çocukları ailelerinden ayıran ve onları ihmal ile istismar riskine sokan bir endüstriyi yönlendiriyor.” dedi.

“Kurumsallık, dünyadaki çocuklara yapabileceğiniz en kötü şeylerden biridir. Çocukların normal gelişimleri üzerinde büyük etkileri vardır. Çocukları istismara ve insan ticaretine karşı savunmasız hâle getirir ve yaşam şanslarını büyük ölçüde etkiler. Ve bu korkunç istatistikler, iyi yönetilen yetimhaneler olarak göreceğimiz yerler için bile geçerli … Çocuklar üzerindeki etkisi bütün dünyada düşüktür. “

Rowling, yetimhane turizmine ve gönüllülüğe karşı tavırlara meydan okumak için üç yıllık küresel bir kampanya başlatıyordu: “HelpingNotHelping (Yardımcı Olmamak)”. Kampanya, Birleşik Krallık Dışişleri ve Milletler Topluluğu Ofisi tarafından, yetimhane turizmi ve gönüllülüğünün verdiği zararlara yönelik uyarılar ile birlikte destekleniyor. 

Lumos’a göre çok sayıda gönüllü, turist ve sırt çantalı gezgin her yıl yurtta kalan çocukların kurumlarını ziyaret ediyor ve milyonlarca dolarlık bir turizm endüstrisi yaratarak çocukların her türlü istismar riskiyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor.

Hayır kurumları, kurumlardaki çocukların kendi canlarına kıyma olasılıklarının 500 kat, sabıka kaydına sahip olma ihtimalinin 40 kat ve fuhuş yapma olasılığının 10 kat daha fazla olduğunu iddia ediyor. 

Lumos ve YouGov tarafından perşembe günü başlatılan bir kampanya, gönüllülerin ziyaretlerinin verebileceği potansiyel zarardan yüksek olasılıkla farkında olmadıklarını öne sürmektedir. Birleşik Krallık’taki öğrencilerin tahminen üçte ikisinin yurt dışındaki bir yetimhanede gönüllü olmanın öz geçmişlerini veya kariyer hedeflerini iyileştireceğine inanıyor ve her beş kişiden birinin yurt dışındaki bir yetimhaneyi ziyaret etmiş ya da bu yetimhanede gönüllü olarak çalışmış ya da bu gönüllüleri tanıyan birini tanıyor. 

Lumos’un araştırmasına göre, öğrencilerin büyük çoğunluğu şu anda dünya çapındaki yetimhanelerde yaşayan 8 milyon çocuğun %80’inin en az bir tane hayatta olan ebeveyne sahip olduğunun farkında değil. 

Alex Christopoulos (Lumos CEO yardımcısı), “Yetimhanelerdeki çocukların çoğu ‘yetim’ bile değil – yoksulluk, engellilik veya eğitim alma gibi nedenlerle oraya yerleştiriliyorlar ve birçoğunun doğru destek verildiğinde onlara bakabilecek bir ailesi var.” 

 “Bu yetimhanelerin aldığı büyük miktardaki uluslararası fon ve desteğin aileleri bir arada tutmaya yardımcı olmak için kullanılabilmesi bir trajedidir.”

Kenya’dan Bir Genç Dünya elçisi olan Ruth Wacuka, yaşayan iki ebeveyni olmasına rağmen üç kardeşi ile Nairobi’deki bir yetimhaneye yerleştirildi. Ebeveynlerine kendisinin besleneceği ve eğitim alacağı söylenmesine rağmen, okula gitmesinin nadir olduğunu ve her yıl binlerce turist yetimhaneyi ziyaret etse bile sık sık aç kaldığını söyledi.

Dört günlük zirvede dinleyicilere: “Yetimhane bir zürafa sığınağının yanındaydı, bu yüzden kaç ziyaretçi alacağımızı tahmin edebilirsiniz.” Dedi. 

“Zürafaların fotoğraflarını çekmek için sığınağa gelirler ve ardından benim fotoğrafımı çekmek için yetimhaneye gelirlerdi. Ancak çocuklar turistik ortamlar değildir. Onlar hayvan değiller. Hayatları ve kaderleri var. ” dedi.

Lumos’un insan ticaretiyle mücadele konusunda kıdemli danışmanı Chloe Setter, önümüzdeki aylarda Lumos tarafından yayınlanacak kanıtların bağış ve gönüllüleri çekmek için dünya çapında çocukların giderek daha fazla kurumlara kaçırıldığını göstereceğini söyledi.

Setter: “Pek çok yetimhane -özellikle de kayıtsız yetimhaneler- bir iş yeri gibi işletiliyor ve onların sık sık turistik bölgelerde yer almaları bir tesadüf değildir.” dedi. 

“Sahada gördüğümüz şey, bazen onlara para ödeyen veya başka bir şekilde çocuklarını ‘daha iyi bir yaşam’ için yetimhaneye bırakmaya teşvik eden ‘çocuk bulucular’ tarafından hedef alınan aileler ve çocukları. Temel nedenlerden biri, genellikle yoksulluktan kaynaklanıyor. “

CO, çocuklarla gönüllülük konusundaki resmî tavsiyesinde, yetimhane gönüllülerinin ve ziyaretçilerinin “bilinçli olmadan çocuk istismarına katkıda bulunabileceklerini” ve kendilerini “uygunsuz davranış suçlaması” riskiyle karşı karşıya bırakabileceklerini vurguluyor. Ayrıca “ilgili eğitim ve deneyime sahip olmayan gönüllülerin düzenli değişiminin çocukların gelişimi ve duygusal refahı için zararlı olabileceğini” belirtiyor. 

Lumos, #HelpingNotHelping kampanyasının okullara, kolejlere ve üniversitelere destek çağrısında bulunduğunu çünkü daha önce yetimhaneleri ziyaret eden öğrencilerin çoğunun bunu eğitim kuruluşları aracılığıyla yaptığını söyledi.

Rowling; geniş vakit buldukları yıllarında yurtdışına seyahat etmeyi veya yurtdışında gönüllü olmayı ümit eden öğrencilerin, birlikte çalışmayı ümit ettikleri kurumları araştırmaları gerektiğini söyledi.

 “Bugün gençlere mesajım: Evet, gönüllü ol! – Ama dikkatli ve düşünceli plan yap. Zamanınız ve enerjiniz değerlidir. Bu ikisini akıllıca kullanın ve bu iki şey dünyayı değiştirmeye yardımcı olurlar.- Yetimhanelerde gönüllü olmayın. Bunun yerine çocukları kurumlara neyin ittiğine bakın ve zamanınızı yoksullukla mücadele eden veya toplumları hayati hizmetlerle destekleyen projelere ayırın.”

Bu yazı Elif Yavaş tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

Yetimhane Turizmine İlişkin Kanıtların Bir Özeti

Gerçek kapsamı tam olarak bilinmemekle birlikte dünya genelinde 8 milyon kadar çocuğun yetimhane olarak da bilinen yatılı bakım kurumlarında yaşadığı tahmin edilmektedir. UNICEF’in 140 ülkeden topladığı veriler, en az 2.7 milyon çocuğun yetimhanelerde yaşadığını göstermektedir, ancak kayıt dışı yetimhanelerde yaşayan pek çok sayıda çocuk bu verilere dahil edilmediğinden bu durum buzdağının görünen yüzü olarak ifade edilmiştir.

Yetimhanelerde yaşayan çocukların %80’inden fazlasının hayatta olan en azından bir ebeveyni olup çocukların bakıma alınmasının altında yatan temel neden yoksulluktur. Diğer yaygın nedenler içerisinde ise engellilik, eğitime erişim, terk ve ayrımcılık bulunmaktadır. Engelli çocukların terk edilme ve yetimhanelere yerleştirilme riski çok yüksektir. Bu durum sıklıkla damgalanma nedeniyle veya ailelerin çocuklarını desteklemek için ihtiyaç duydukları sosyal hizmetlere, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim olanaklarının olmaması nedeniyledir. Ayrıca engelli çocukların yetimhanelerde şiddete veya istismara maruz kalması daha muhtemeldir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ve Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’de, çocukların bir aile ortamında yetişmesi gerektiği ve önceliğin çocuğun ebeveynlerine ve akrabalarına çocuğa layıkıyla bakabilmesi ve gereksiz ayrılıkların önlenmesi için destek verilmesi olduğu açıkça ifade edilmiştir. Yoksulluk bir çocuğu ailesinden ayırmanın tek nedeni asla olmamalıdır.

Yetimhaneler yoksulluğa karşı uygunsuz bir tepkidir. Yetimhanelerdeki çocuklara bakmak, ailelerin güçlendirilmesi için sosyal hizmet uzmanları işe almaktan 6 ila 10 kat ve koruyucu aileden 3 ila 5 kat daha maliyetlidir.

Yetimhaneler çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli donanıma sahip değildir ve yetimhanelerin çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimlerini olumsuz olarak etkilediği bilinmektedir. Yetimhaneler çocukların birincil bakıcılarla güvenli bağlanma oluşturmasına olanak sağlamaz ve bağlanma bozuklukları ile ilişkilendirilirler. Bu etkiler küçük çocuklar için daha şiddetlidir ve bakımda geçirilen süreyle birlikte artmaktadır.

Yetimhanelerde büyümenin etkileri gençleri yetişkinlik dönemine kadar etkilemeye devam edebilir. Zihinsel sağlık sorunları yaşamaları, sağlıklı ilişkiler kurma ve bağımsız yaşamın getirdiklerine uyum sağlama konularında mücadele vermeleri daha muhtemeldir. Rus yetimhanelerinden ayrılanların son durumları hakkında yapılan bir çalışmada %20’sinin sabıka kaydının olduğu, %14’ünün cinsel istismara uğradığı, %10’unun intihar ettiği ortaya çıkmıştır. Bir başka çalışma, Moldova’daki yetimhanelerden ayrılan gençlerin insan ticaretine maruz kalma olasılığının 10 kat daha fazla olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Ayrıca, yetimhanelerde yaşayan çocukların şiddet, istismar ve ihmal konularında artan bir risk içerisinde oldukları ortaya çıkarılmıştır. Beş ülkede yürütülen bir çalışma bu yetimhanelerde yaşayan çocukların %50,3’ünün fiziksel veya cinsel istismara maruz kaldığını göstermiştir. Bir başka çalışma çocukların %36’sının duygusal istismara uğradığını ve %57’sinin duygusal olarak ihmal edildiğini ortaya çıkarmıştır.

Yetimhane gönüllülüğü ve yabancı kaynak, çocukların yetimhanelerde bakılması için talep yaratmaktadır. Bazı yetimhaneler, çocukların buralara alınmasına teşvik oluşturacak şekilde çocuk başına veya gönüllü bağışlarına göre fon almaktadır. Bazı yozlaşmış yetimhanelerde, bağışlar veya çocuk kaçakçılığı yoluyla kar elde edebilmesi için ebeveynlere çocuklarını yetimhanelere bırakmaları için para teklif edilmekte veya ebeveynler buna zorlanmaktadırlar. Haziran 2018’de gerçekleştirilen bir küresel gönüllülük pazarı analizi, başlıca 10 küresel yetimhane gönüllülük noktasının Nepal, Kenya, Gana, Kamboçya, Tanzanya, Uganda, Güney Afrika, Hindistan, Peru ve Kosta Rika olduğunu belirlemiştir. ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya ise yurtdışındaki yetimhanelere gönüllü gönderen ilk üç ülke olarak belirlenmiştir.

 

Bu yazı Gözde Çağar  tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

 

 

Türkiye’de Çocuk Koruma Sistemi ve Koruma Altındaki Çocuklar

Çocukların bakımı, yetiştirilmesi, ihtiyaç ve isteklerinin karşılanması salt anne babanın görev ve sorumluluğu olduğu inancı, çocuğun korunmasında ailenin yanında toplumun da sorumluluğu olduğu bilincinin gelişmesine evrilmiştir. Bir çocuğun ailesi yanında bakımı ve korunması için alınabilecek önlemler ve hizmetler deyince, bu alandaki sosyal politika ve uygulamalar, yasal düzenlemeler, ailenin güçlendirilmesi ve desteklenmesini hedefleyen tüm kararlar eş zamanlı olarak düşünülmelidir. 

Yapmış olduğumuz geniş çaplı literatür taramasında dergi makaleleri, süreli makaleler, araştırmalar, derlemeler, yüksek lisans ve doktora tezleri, raporlar ve daha birçok araştırmanın taramasıyla ilgilenilmiştir. Araştırmalarda karşılaştığımız benlik algısı, var olan eşitsizlikler, akran zorbalığı, öz şefkat gibi temel konuların, çocuk bakımı, çocuğun korunması, çocuk refahının sağlanması ve çocuk bakım sisteminin iyileştirilmesi adına oldukça önem arz ettiğini görmekteyiz. Bakım hizmetleri aile yanında bakım ve kurum yanında bakım olmak üzere iki ana dal olarak ayrılmaktadır. Her iki bakım sürecinde de çocuk refahı kapsamında çocuğun yüksek yararının gözetilerek en iyi ve en sağlıklı şartlarda büyümesine ön ayak olunması gerekmektedir. 

Çocukların korunması görev ve sorumluluğu giderek bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp neredeyse tüm sivil toplum örgütlerine ve özel girişimciliğe bırakılması son yıllarda gerçekleştirilen tartışmaların başta gelen konusu olmuştur. Korunma ihtiyacı olan çocuklar ve onlar için uygulanan bakım uygulamalarını inceleyen birçok araştırma, kurum bakımı ve aile yerine geçebilen bakım yöntemlerinden olan koruyucu aile hizmetini karşılaştırmakta ve önemli geri bildirimler toplamaktadır. Anne ve babası ile birlikte büyüyen, ailesinin desteğini, ilgisini ve sevgisini hisseden çocuklar hayata ve karşılaşabileceği zorluklara karşı daha güçlü bir duruş sergilemektedir. Kurum bakımında kalan çocuklarda olumlu bağlanmanın olmaması, düşük benlik algısının var oluşu ve sosyal desteğin zayıf kalması gibi durumlar gözlemlenmiştir. Aynı zamanda geleneksel koruyucu aile adı altında Türkiye’de biyolojik ailesi yanında bakım göremediği için bir akrabası yanında bakılıp korunan, haklarından korunma kararı olmayan ve kamunun herhangi bir şekilde ilgi alanında olmayan çok sayıda çocuk bulunmaktadır. Geleneksel koruyucu aile kapsamında bakımları gerçekleştirilen çocukların bakımı ve korunması kamunun ilgi alanında olmalı, kayıt altına alınmalı, zorunlu denetim sağlanmalı ve ilk önce çocuğa sonra aileye gerekli her türlü destek sağlanmalıdır. 

Raporlar, araştırmalar ve paylaşılan vaka örnekleri sonucunda 2828 Sosyal Hizmetler Kanunu ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun gelişen ve değişen gereksinimler için yeniden ele alınması ve çocuğa yönelik hukuki uygulamaların tek bir çatı altında toplanması sistemde var olan problemlerin çözümünde önemli rol oynayacaktır. 

 

Bu yazı Rabia Nur Bülbül tarafından, Türkiye’de çocuk koruma sistemine ilişkin akademik yayın taraması sonucunda kaleme alınmıştır. Rabia Nur Bülbül, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet bölümü son sınıf öğrencisidir. Bülbül şu an Türk Kızılayında stajına devam etmekte ayrıca Hayat Sende Derneği’ne gönüllü olarak destek vermektedir.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

Yararlanılan Kaynaklar:

Türki̇ye’de Çocuk Koruma Si̇stemi̇ ve Koruyucu Ai̇le Uygulamaları Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme, Kasım Karataş, 2007, Dergi Makalesi 

Türki̇ye’de Çocuk Refahı Bağlamında Korunmaya Muhtaç Çocuklara Sunulan Bi̇r Hi̇zmet: Koruyucu Ai̇le Hi̇zmeti̇, Sinem Yıldırımalp Özge Hiz, 2018, Dergi Makalesi 

Sosyal Problem Çözme Programının  Korunma İhti̇yaci Olan Ergenler ve Çocuk Evi̇ Sorumluları Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇, Ayşegül Erçevik, 2018, Doktora Tezi

 

Gelecek Bizlerindir!

Merhaba, öncelikle seni tanıyabilir miyiz?

Merhaba, kendimi tanıtmaya önce neler yaptığım ve neler yapmak istediğimle başlamak isterim. 22 yaşında bir birey olarak devletimizin ve koruma altında kalan veyahut kalmış gençlere destek sağlayan derneklerin destekleriyle bir devlet üniversitesinde, iktisadi ve idari bilimler fakültesinde öğrenciyim, sınıfımın birincisiyim ve aynı zamanda başka bir üniversitenin de adalet programını bitirmiş bulunmaktayım. Hedefim ise ülkeme iyi hizmet edebileceğim bir konumda, benim gibi gençlerin zaten kötü olan ülke şartları içerisinde daha iyi ve daha entelektüel bir eğitim seviyesine ulaşabilmesi için faaliyetlerde bulunmak. Bunun için de liseyi bitirememiş, kaldığı kurumdan ayrılmış, destek göremeyen arkadaşlarıma açık lise sınavları için edebiyat dersleri vermekte ve üniversite sınavına hazırlanmalarına destek olmaktayım.

Koruma altında kalma sürecinden bahsetmek ister misin? Senin deneyimlerin neler?

Açıkçası pek iç açıcı bir deneyim olduğunu söyleyemeyiz. 13 yaşından 18 yaşına kadar farklı kurumlara farklı sebeplerle geçiş yapmak zorunda bırakıldım. Yapmadığım şeyler konusunda adıma tutanaklar tutuldu. Profilimin uymadığı ve psikolojimi bozabilecek kurumlara gönderildim ve ağır travmalar yaşadım. Gönderildiğim her kurumda yaşadığım problemler, bana göre vasıfsız ve yetersiz personeller nedeniyle yaşandı. Yeri geldi üç ay okul kaydım yapılmadı, bu nedenle sınıfta kaldım ayrıca kayırmacılığın had safhada olduğu zamanlar da yaşandı. Bu nedenle benim hakkımda karar vermesi gereken kişilerin daha kendileri hakkında karar verebilecek düzeyde olduğunu asla düşünmedim/inanmadım.

Devletimiz bizim için bütün imkanlarını seferber ederken, personellerinin yetersizliği nedeniyle bu imkanlardan faydalanamayan yüzlerce arkadaşım var. Özellikle çocukları 18’ine az bir zaman kalan ailelerine gönderme çabası ve bu nedenle memur olamayan bir sürü genç, devlet hastanelerinde sadece beş dakika psikiyatri ile görüşüp bir sürü ilaç kullanan genç ve bunların yaşadığı fiziksel ve mental sorunlar. Elbette insanların bu ilaçlara ihtiyacı vardı zor zamanlar yaşayan insanlardık ve bunları doktorlar veriyordu (ortaokul sonunda bu ilaçlar nedeniyle sınıfta kaldım ŞOK ile geçtim). Lakin çoğu çocuk için daha iyisi yapılabilirdi. Ayrıca bu sorun şu an devam etmese de geçmişte özellikle küçük çocukların kaldığı kurumlarda şiddet olaylarının yaşandığını biliyoruz. Bize hayatı öğretmek yerine tellerle çevrili binalarda yaşamayı öğrettiler ayrıca çoğu kurumda telefon kullanımının yasak olması, cam bardak kullanımının dahi yasak olması hatta ve hatta cımbızı bile gözetim altında kullanmamızın bize ne faydası/yararı olduğunu bayağı bir tartışmak gerekir. Siz ne dersiniz?

Çocuk koruma sisteminde bir şeyi değiştirme imkanın olsa neyi değiştirirdin?

Son zamanlardaki gözlemlerime dayanarak bu sistem içerisinde önemli iyileştirmeler yapıldığını söyleyebilirim lakin yeterli olduğunu asla kabul edemeyiz. Özellikle çocukların ailelerine geri verilme süreçlerinde sıkı gözetim sağlanmalı. Çocukların memurluklarıyla ilgili önlerine engel olabilecek uygulamalardan kaçınılmalı, devletin sağladığı bütün imkanlardan çocukların daha eşit bir şekilde yararlanabileceği sistemler kurulmalı, üniversiteye teşvik artmalı bu konuda çalışmalar yapılmalı. İlaç kullanımından ziyade daha modern ve belki daha zahmetli olabilecek rehabilitasyon imkanları sunulmalı.

En önemli ve can alıcı değişiklik ise personelin eğitilmesidir. Unutmayın bizler devletin koruma ve bakımı altında büyüyoruz. Davranışlarımızın mesuliyeti sadece bize ait değil, vicdanen bizi yetiştirenlere de aittir.

Çocuk koruma sistemindeki paydaşlardan birine seslenmek istesen kime, ne söylersin? (kurum müdürü, bakanlık, Sosyal hizmet uzmanı vb gibi bir paydaşa)

Buradan kaldığım kurumlardaki temizlik elemanlarına teşekkür etmek istiyorum. Sadece onlar, bizimle ilgili kararları vermedikleri için bizlere yakındılar ve şefkatliydiler. Büyüdüğüm süreç boyunca çoğu şeyi onlardan öğrendim. 

Şu an koruma altında bulunan çocuk ve gençlere ne söylemek istersin?

Arkadaşlarım, kardeşlerim içinde bulunduğunuz durumun vahametine kapılıp kendinizi kaybetmek yerine ayağa kalkın ve savaşın, yalnız değilsiniz. Gelecek bizlerindir.

Okuyun! Okuyun! Okuyun!. Elinize hangi kitap geçerse okuyun, hangi üniversiteye gitmek isterseniz gidin. Hayal kurmayı öğrenmek zor, evet, ben de yaşadım ama bizi bekleyen gelecek emin olun ki hayatımızı, yaşadığımız sorunları görmezden gelecek. Bizim için sağlanan imkanları kullanın ve sonunda borcunuzu ödeyin. Bu borç ancak devletimize, milletimize hayırlı evlat/vatandaş olmakla gerçekleşir ve arkanızdan gelmekte olan diğerleri için de bir kapı olun, bir dayanak olun, ya da Hayat Sende Derneği gibi olun. 

Son olarak ne eklemek istersin?

Öncelikle bu röportaj için kendi adıma çok teşekkür ederim. Sesimizi duyurduğunuz için bütün arkadaşlarım adına da teşekkürü bir borç bilirim. 

 

Merve, koruma altında yetişmiş bir genç, 22 yaşında.

 

En Az 2,7 Milyon Çocuk Devlet Korumasında Yaşıyor, Ancak Bu Buzdağının Sadece Görünen Kısmı

Kurumsallaşmanın gelişimsel sonuçları ve çocukların refahı üzerindeki olumsuz etkileri olduğu büyük ölçüde kabul gören bir gerçektir. Bu, birçok ülkeyi devlet korumasında yaşayan çocukların sayısını azaltmaya ve mümkün olduğu kadar ilk etapta çocukların devlet korumasına girmesini engellemeye ya da Birleşmiş Milletler Konvansiyonu kapsamındaki yükümlülüklerine uygun olarak aileleri ile yeniden bir araya getirme çabalarına yol açmıştır. BM Genel Kurulu tarafından 2009 yılında memnuniyetle karşılanmış olan Kılavuz İlkeler, mümkün olduğu durumlarda çocukları aileleriyle birlikte sürdürme çabalarını teşvik etmektedir. Bu, çocuğun yararına olmadığında; Devlet, çocuk haklarını korumaktan ve çocuklar için uygun şu alternatif bakımı sağlamaktan sorumludur; akrabalık bakımı, koruyucu bakım, diğer aile temelli veya aile benzeri bakım, yatılı bakım veya denetimli bağımsız yaşam düzenlemeleri. Alternatif bakıma başvurma, ancak gerekli olduğunda ve çocuğun sağlığını geliştirmeye uygun biçimlerde, mümkün olduğunda çocuğu ailesiyle yeniden bir araya getirme de dahil olmak üzere istikrarlı ve güvenli uzun vadeli bir yanıt bulmayı amaçlayarak yapılmalıdır.

Alternatif bakımda yaşayan çocukların sayısının doğru ve güvenilir rakamları, ülkelerin hedefleri ve ÇHS ile ilgili yükümlülüklerini karşılamaları açısından önemlidir. Bu kadar önemli olmasına rağmen, birçok ülke alternatif bakım ortamlarında yaşayan çocukların sayısı, özellikleri ve refahı konusunda hala doğru istatistiklere sahip değildir. Resmi kayıtlar genellikle devlet korumasındaki çocuk sayısının yalnızca küçük bir bölümünü kapsamaktadır ve özel merkezlerde yaşayan çocuklar genellikle bu sayıya dahil edilmemektedir. Bu nedenle, ülkelerin mevcut tüm yatılı bakım tesislerinin yararlı, doğru ve kapsamlı listelerini oluşturma çabalarına yatırım yapmalarına ihtiyaç vardır; ayrıca, resmi kayıtların güçlendirilmesine yardımcı olmak için, düzenli aralıklarla, bu tesislerde yaşayan çocukların ayrıntılı sayımlarının da yapılması gereklidir. Devlet korumasındaki çocukların refahı hakkında periyodik veri toplama, hizmet sunumunu iyileştirmek için de gerekli olacaktır. Tüm bu bilgiler, hükümetin etkili bakım kapasitesini güçlendirmeye ve yatılı bakımda yaşayan çocukların özel ihtiyaçlarına cevap vermeye hizmet edecektir.

Bu boşluğu gidermeye başlamak için, UNICEF Genel Merkezindeki Veri ve Analiz Bölümü bir veri toplama protokolü ve evde bakım tesislerinin sayımı, çocukların sayımı ve çoğaltılabilen ve uyarlanabilen çocukların iyilik halini konu alan bir araştırma için araçlar geliştirdi. Bu araçlar çeşitli ülkelere adapte edilerek uygulanabilir niteliktedir.

Bu yazı Eylül Güven  tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.

 

 

Devlet Korumasından Tıp Fakültesine

Tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisi Aleksandra Hussain başkalarına yardım etme yolundaki engelleri nasıl aştığını anlatıyor. 

Alexandra Hussain’i tıp fakültesine uzanan yolculuğunda teşvik eden şey kurum bakımı altında geçen çocukluğuydu. 

O ve küçük kız kardeşinin bir doktora muayene olduğu nadir anlar, bir kurumdan diğerine geçtikleri zamanlardaydı. Düzenli sağlık kontrolleri ve rutin bakım, hayatının bir parçası değildi.

“Bu tür eşitsizliklere maruz kalınca, herkes için sağlık hizmetlerini iyileştirecek ilaçlar bulmak konusunda isteklendim” dedi.

Rutgers Robert Wood Johnson Tıp Fakültesi’nde birinci sınıf tıp öğrencisi olan Aleksandra Hussain, başkalarının esin kaynağı bulmasını sağlamak için engelleri aşma hikayesini anlatıyor.

Hussain’in ebeveynleri göçmendi: Annesi Polonya’dan, babası ise Pakistan’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne taşınmışlardı. Aile, Hüseyin’in babası sınır dışı edilmeden ve annesini kendisini ve küçük kız kardeşini bir başına büyütmesi için yalnız bırakmadan önce, kısa bir süre Elizabeth’teki evlerinde birlikte yaşadı.

Hüseyin’in annesi Polonya’da bir hemşireydi, ancak Amerika’da yalnızca temizlik ve bazı geçici işler yapabiliyordu. Kirayı ödemek ve geçimlerini sağlayıp karınlarını doyurmak gittikçe zorlaşınca, aile yemeklerin çoğunu çorba evlerine giderek temin etmeye başladı. 

‘’Annem bana ve kız kardeşime bakmak için her zaman elinden geleni yaptı. Mücadele ettiğimizi bilmeme rağmen, çorba evlerine gittiğimiz zamanlarla ilgili Sadece güzel anılarım var. Çalışanlar benim ve kız kardeşimin kıyafet ve oyuncak seçmemize izin verirlerdi. Sıcacık bir yerdi burası.” 

Sonunda annesinin çabaları yeterli olmadı. Yedi yaşındaki Hussain ve beş yaşındaki kız kardeşi Gloria annelerinin bakımından alındı. Nihayetinde, kızlar sekiz farklı kuruma ve bir kadın sığınma evine yerleştirildi.

Hussain 11 yaşındayken, annesi ölmekte olan kendi annesine bakmak için Polonya’ya döndü. Bu sürede, her iki ebeveyni de ülke dışındayken, kurum bakımında yaşamaya devam edecekleri kesindi, bu yüzden Hüseyin’in birincil endişesi kız kardeşinin iyiliği oldu. Hüseyin bu sorumluluğu ciddiye aldı ve şefkatli bir avukatın rehberliğinde hem kendisi hem de kız kardeşi için kendilerini müdafaa etmeyi öğrendi.

Bu deneyim, Hüseyin’in kendisi için daha iyisini elde etmeye daha da fazla odaklanmasına yardımcı oldu. Okul, onun tedirginlik veren gerçekliğinden mükemmel bir kaçış yoluydu. 

Hüseyin, kendisini bölgede tutmaya çalışan öğretmenleri ve müdürünün sağlam tavsiyeleri sayesinde nerede yaşarsa yaşasın Belleville, New Jersey’de aynı lisede kaldı.

14 yaşında, lisenin kozmetoloji programına kaydoldu ve bu program Nutley’de bir kuaförde işe başlamasını sağladı. Newark’ta bir kurumda yaşıyordu ve otobüse binerek salona gitmesi gerekiyordu, ama buna değiyordu. Patronu onun en büyük destekçilerinden biri oldu. 

“İyi bir iş ahlakına sahip olmanın, bir zanaat öğrenmeye devam ederken konuşkan ve profesyonel olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Salondaki deneyimimi tıp alanına benzetiyorum çünkü müşteriler birçok yönden hastalar gibidir. Her iki sektör de sürekli gelişiyor ve her zaman üstünüzdeki insanlardan bir şeyler öğreniyorsunuz. “

Hussain üniversite masraflarını karşılama umuduyla salonda çalışmaya devam etti. Neyse ki birçok yerden burs alabildi ve bu da ona Seton Hall Üniversitesi’ne gitme fırsatı sunmuş oldu.

Kuaför salonundaki akıl hocası ve patronunun “zor olanı aramak ve başkalarının yapmaktan korktuğu şeyi yapmak” tavsiyesini takiben Hussain biyoloji dalında okumaya karar verdi çünkü zor olan buydu. İşe yeni başladığında, kurum bakımı altındayken ulaşamadığı sağlık hizmetinin nasıl birşey olduğunu fark etti.

“Yaşadığımız kurumları her değiştirdiğimizde, yeni bir yere yerleştirilmeden önce fiziki muayene için acil servise gitmemiz gerekiyordu. Bakım alma konusundaki tek deneyimim buydu. Doktorların bana nasıl olduğumu sormaları tamamen yabancı bir durumdu.”

Tıp fakültesi arayışı, RWJMS üyeleri Seton Hall’u ziyaret ettiğinde başladı ve tamamlandı. “Okul hakkında daha çok araştırma yaptım ve düzenledikleri her etkinliğe katıldım. Burası her ziyaretimde evim gibi hissettirdi. Olmam gereken yerin burası olduğunu biliyordum.”

Hussain kadın hastalıkları ve jinekoloji alanlarında uzmanlaşarak yetersiz hizmet alan topluluklara bakım hizmeti ulaştırmayı planlıyor. Yönünü ileriye çevirse de geçmişine yüz çevirmiyor.

“Hayatta bir amacım olduğunu biliyorum ve karşılaştığım tüm zorluklara gelecekteki hastalarımla daha iyi bağ kurmanın bir yolu olarak bakıyorum. Doktor olduğum zamanları dört gözle bekliyorum. Evsizler topluluğuna yardım edeceğim, devlet koruması altındaki çocuklara şefkatle davranacağım ve çorba evlerinde herkese saygı ve haysiyetle yaklaşarak hizmet edeceğim.

Ayrıca hikayesinin, aşılmaz gibi görünen zorluklarla karşı karşıya kalanlara ilham bulma fırsatı sunacağına inanıyor.

Hussain, “Başarılı olmak gibi bir sorumluluğum olduğunu anladım ki bir gün koruma altındaki çocuklarla konuşarak hikayemi onlarla paylaşıp, geleceklerinin çok parlak olduğuna dair umutlarını yeşerteyim” dedi. “Geçmişimizin bizi tanımlamadığını ve hepimizin kendimiz için parlak bir gelecek yaratma yeteneğine sahip olduğumuzu başkalarına anlatmanın ne kadar önemli olduğunu anladım.”

“Aynı zamanda, geçmişimizi unutmamak, azim ve dayanıklılığımızı her daim yansıtmak önemlidir ve benim için geçmişim başkalarına yardım etme tutkumu tetikleyen şeydir” dedi. “Umarım hikayem başkalarını da cesaretlendirir ve onların da yapabileceklerini fark etmelerini sağlar.” 

 

Bu yazı Şeyma Erdevir tarafından Hayat Sende Derneği adına Türkçeye kazandırılmıştır.

Yazının orijinal linkine ulaşmak için tıklayınız.

Hayat Sende’nin pozitif toplumsal dönüşüm çalışmalarına destek vermek için tıklayınız.